İşsizlik ve istihdam arasındaki ilişki, ülkelerin ekonomik gücünü etkileyen ve bireylerin ücretli çalışma durumlarını belirleyen bir kavramdır. Bu iki kavramı ele alacak olursak

İstihdam kelime anlamı olarak kullanma veya çalıştırma demektir. Bir ülkede, bir yıldaki ekonomik faaliyetlere katılacak durumda olan insan gücünün kullanılması veya çalışma derecesi istihdamı göstermektedir.    İşsizlik kavramını ele alırsak; bir ülkede kanunlarla belirlenen bütün çalışma şartlarını kabul eden, çalışma istek ve iradesinde olan, iş bulunduğu takdirde 2 hafta içinde işe başlayabilecek konumda olan, son 4 haftadan beri iş aradığı halde iş bulamayan kişilere işsiz denir.

  Ülkemizde işsizlik sorunu, sanayileşmede arzu edilen düzeye gelinememesi, tarım toplumu niteliğinin belirli ölçüler içinde ağırlığının sürmesi, hızlı artan genç nüfusun istihdamını sağlayacak yatırımların yeterli seviyede gerçekleştirilememesi nedeniyle, yapısal özellik taşımaktadır.  Türkiye ekonomisi tarihi incelendiğinde ekonominin daima büyüme eğiliminde olduğu fakat sürdürülebilir bir büyümenin sağlanamadığı ve işsizlik sorununun da önlenemediği görülmektedir. Türkiye ekonomisinde sürdürülebilir bir büyümenin sağlanamamasının ve işsizlik sorununun giderilememesinin birçok ekonomik ve sosyal nedeni bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda yaşanan yüksek büyüme oranlarına karşılık işsizliğin istenen düzeyde azalmaması, Türkiye ekonomisinde yüksek büyüme oranı gerçekleştirerek işsizliği önleme amaçlı uygulanan iktisat politikalarının yanlışlığını ortaya koymaktadır. Çünkü Türkiye ekonomisinde gerçekleşen iktisadi büyüme sermaye yoğun bir büyüme olup üretimde emek-sermaye bileşim yüzdesi de sermaye lehine gerçekleşmektedir. Böyle bir gelişme aynı zamanda üretimde teknolojinin etkisinin yüksek seviyede görülmesine bağlı bulunmaktadır. Bu teknolojiye uygun emek arzının Türkiye’de olmaması da işsizlik oranı üzerinde etkili olumsuz bir etkiye neden olmaktadır. Burada göz ardı edilen önemli nokta ise içsel büyüme teorisinde de belirtildiği gibi beşeri sermayenin iktisadi büyüme ile arasındaki ilişkidir.    Türkiye’deki beşeri sermaye yatırımlarının yetersiz olması ve bu yatırımları arttırıcı politikaların geliştirilmemesi iktisadi büyüme ve dolaylı olarak da işsizlik üzerinde olumsuz etkiler de bulunmaktadır.

   Ülkemizde de işsizliğin düşürülmesi için öncelikli olarak sıradan mezunlar yetiştiren üniversiteler açmayı bir kenara bırakmalı ve asıl teşvik teknik okulların açılmasına verilmelidir. Üniversite kurmak yerine kaliteli, donanımlı teknik ve mesleki liseler açmaya yönlendirilmelidir. Mevcut üniversitelerin birçok bölümü de teknik ve mesleki yüksekokul haline dönüştürülmelidir. Böylelikle bir iş dalında veya alanında gereken bilgi beceri ve yeteneğe sahip olan ve bir anlamda o alanda ustalaşmış kişiler yetiştirmiş oluruz.