BİZ BU DÜNYAYA ÇALIŞMAYA MI GELDİK?

      Çalışma kavramını tanımlamak gerçekten güçtür. Hangi faaliyetler çalışmaktır? Örneğin bir kadının evde yemek yapması çalışmak mıdır? Bahçede sebze yetiştirmek? Müzik dinlemek? Resim yapmak? Herhangi bir etkinliğin çalışma sayılıp sayılmaması aslında zamana, mekana ve kültürel koşullara bağlı olarak değişir. Çalışmak, bir taraftan ücretli istihdam etkinlikleri düşünüldüğünde çok dar bir anlam kazanır, diğer taraftan tüm insan etkinliklerini düşündüğümüzde anlamı çok fazla genişler. Ortada bir yerde durmak gerekir. Çalışmayı tanımlamak önemlidir. Çünkü tüm ekonomik etkinliklerin özünde çalışmak eylemi vardır. Bu etkinlikler, ücretten, sosyal politikaya, sağlık sisteminden, eğitime tüm siyasi alandaki politikaları da etkiler. Bunun yanı sıra kültürel normlar da çalışmayı tanımlamayı güçleştirmektedir. Örneğin Türk kadınları sıklıkla örgü veya dantel işlerini, parça başına ücret alarak yaparlar, ancak bu işler, kültürümüz içinde çalışma faaliyeti olarak değil “boş zamanı değerlendirmek” olarak görülür. O halde çalışmak için fiziksel ve zihinsel bir çaba içeren amaçlı insan eylemidir demek, çalışmayı kavramak için uygun bir taban oluşturur. Çalışma ücretli veya ücretsiz de olabilir.  Sanayi Devrimi ile birlikte ücretli çalışma benimsendi. Artık emeğe bir değer biçiliyor ve bu değerin karşılığı ücret olarak ödeniyordu böylece değerli işler ücretli çalışma ile eşdeğer kabul edildi.   

          Asgari bir yaşam sürdürmek için gerekli olandan çok daha fazla çalıştığımız akla yatkın bir önermedir. O halde neden bu kadar çok çalışıyoruz? Bana göre; bir kimlik oluşturmak, özgür olmak, para kazanmak, başkalarına hizmet etmek, başkalarına bakmak gibi hayatta kalmaktan daha farklı nedenlerimiz var. Çalışmak bize sadece mali bağımsızlık sağlamaz. Çalışmanın içerdiği mücadeleyi, zorlu şartlara meydan okuyup onların üstesinden gelmeyi, başarma duygusunu önemseriz. Bizi çalışmaya teşvik eden tek şey para değildir. Çalışma hayatının meyveleri vardır ve bunlar çalışmanın ve üretmenin verdiği başka olumlu duygularımızla da ilgilidir. Yaratıcı düşünsel ve davranışsal deneyimlere bizi taşır. Yapmakta olduğumuz işi daha iyi yapmak için sürekli kendimize meydan okuruz. Bu durum bizi konfor alanımızdan çıkarıp daha esnek bir zihin ve davranış repertuarı geliştirmeye yöneltir. İşimize para kazanmanın yanında başka anlamlar da katabilirsek hem daha üretken hem de daha mutlu olmanın sağlıklı yollarını keşfedebiliriz.

        Unutulmamalıdır ki, İnsan kendi değerini ancak çalışarak koruyabilir ve çalışan her insan bir sonuç elde eder. Bu sonuç onun kendisini iyi hissetmesini sağlar. Çünkü bir şeyleri başarma ihtiyacı temel psikolojik ihtiyaçlarımızdandır.