Hani derler ya; insan sevdiği deriyi yerden yere vurur diye. Bu gün içimden, sevdiğim şeyleri gözden geçirmek istedim.
Solculuk, devrimcilik hiçte kolay meslek değildir. Gün gelir insanı canından bezdirir. Gün gelir yaşadığı ihanetler sonrası seni çılgına dönüştürür.
Gün gelir çekilip bir köşede uyutur, bir daha uykudan kalkmak istemeyen, iradesini yitirmiş zavallıya dönüştürür.
Tam unutmaya ve unutulmaya çekilirken, beyninde ki o isyan yeniden dirilir.
O an beyninden aşağı vücuduna sıcaklık yayılır.
Vücudunu saran uyuşuklar, her yanını sarmış karıncalanma kafandan başlayarak,tüm vücudundan kaybolmaya.
O an seni senden uzak tutan neyse kaybolur.Utanarak, kalkarsın derin uykudan.
Devrimci ruhun bir kez daha şahlanır. Dudaklarında türkü mırıldanmaya başlar. ''Bu sefer acılara isyan ederek giderim. Kurşun gibi, mavzer gibi patlar giderim. Eğmem boynumu, kapıları yüzünüze çarpar giderim...''
Kapıların arkasına işliğim'i astığım günden beri; özgürlüğüme sevda yapmışım.
İşte o an beynimi kemiren her şey, onların yarattığı kaleler bir bir yok olur.
Ben değil onlar gider!
''Zaman sabrın ilacı, yaşadığı sınavı fark edenin sınav kurtuluşu ,vicdan sahibi olmasını bilenin her zaman doğruyu gösteren dostudur.''
Devrimcilik böyle bir şey.


Sabrı,yaşadığı zorlukların sınavını ve vicdanı, daha fazlasını içinde taşır. Yaşar. Yaşatır. Yaşamayı öğretir.
Türkiye öyle bir yere getirildi ki, uçurumla sınır komşusu oldu. En ufak bir sarsıntı, rüzgar, temas; uçurumun kucağına gönderecek.
Türkiye'nin bu hale gelmesinde işbirlikçi mandacılar kadar, Türkiye sevdasını sözle söyleyenlerde suçludur.
Kendini Türkiye yada memleket sevdalısı ilan eden, dünyalara duyuran, ama taşın altına elini koymayan, aksine söylem ve eylemleriyle çevresini darma dağın edenler var.
Türkiye mücadelesini, insanlık mücadelesini boklayan tiplerdir.Öncelik bu tiplerden arınmak ve demokrasi kavgasını eksenine her boyutuyla yerleştirmek gerekiyor.
Sivas'ta yakılan Nesim'i Çimen içimize yerleşen sızıyı ne güzel mısralara dökmüş.
''Didelerim nemli, kan ağlar gözüm
Ruhum yara aldı sızlıyor özüm
Bu halimden vakıf tek cura sazım
Bedenimde değil ruhumda sızı''
Ruhumuzu yakan, acıtan, kendi dünyasına insanları hapseden ve bizim mücadelemizle, kendi egosunu bayrak yapan; yarattığı yaranın farkına varmalı. Ben yerine biz konmadan güç ve değişim olmayacağını hatırlasın.
Dalkavuklara değil gerçek mücadele arkadaşlarına örnek olsun.
Ne didelerimiz nemlensin!
Ne gözlerimiz kan ağlasın!
Ne de ruhumuz sızlasın!
Ne yüreğimize ne de demokrasi kavgamıza kör tapa vurulmasına kapı aralanmasın.
Yoksa?
Yoksa'yı düşünmek bile istemiyorum.
Yazık olacak ülkemize.
Yazık olacak sevdalarımıza. Yazık olacak tüm güzelliklere..
Buna var mı hakkınız!