19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başların da dünya da sömürgeci işgale başkaldırı, çok güçlü biçimde dünyaya yayıldı. Bu başkaldırı karşısın da, sömürgeciler fiili işgallerinden vazgeçerken yeni sömürgecilik yöntemlerinin de alt yapısını oluşturdular.

Sömürgeciliğin yeni yöntemin kabaca anlamı, kendi adlarına bağımsız görünen işbirlikçi yönetimler oluşturmak, bu yönetimlere aldıracağı kararlarla o ülkelerin kaynaklarına hükmetmek.
Sosyalist ise farklı bir bakışla, sömürge ülkelere tam bağımsızlık önerdi.
''Halklar kendi kaderlerini kendileri belirlemeli, egemen kültürün halkı da alınan karara saygı duyarak; sömürge halkın birlikte veya ayrı yaşama isteğinin önünü açmalı.'' Bütün dinler, ölenleri mezara defin ederken, din adamları '' topraktan geldi, toprağa gidiyor.....'' diyerek, din kitaplarından kutsal metinler okurlar.
İnsanların dünyadaki farklılıklarının önemli olmadığını belirtirler. İnsanlık tarihinde; insanlığın devlet olmadığı dönemden çıkış yaparak, tekrar devlet baskısının olmayacağı bir döneme gideceğini ifade etmek, çokta abes olmaz diye düşünüyorum. Kastım, dünya insanlığının ve ortak dünya kültürünün yaratılmasıdır. Amaç ayrışmak, düşman olmak, kamplara bölünmek değildir. Birliği, kardeşçe yaşamı ve insan sevgisini yüceleştirmektir. Bilgi çağında, bilgi ve teknoloji insanların arasındaki farkları sonlandırmakta ve birlikte var olmanın da önünü açmaktadır.

O nedenle dünya insanlığına giden yolda ayrışmayı değil, tüm kültürlerin varlığına saygı duyularak kardeşçe yaşama isteğine dört elle sarılmalıyız. Amaç yok etmek değil, yaşatmak olmalıdır. Türkiye halkının sorununa bu pencereden bakılmalıdır.


Eşitlerin eşit hakka sahip olduğu, eşitlerin eşit ortak fayda sağladığı, eşitlerin eşit sorumluluk taşıdığı, eşitlerin birbirini ret etmediği bu sistem; önce Türkiye halkına sonra da dünya insanlığına ve dünya halklarına barış içinde ve kardeşçe yaşamın kanallarını açacaktır. Türkiye'nin bir sorunu olan Kürt çözümü, çatışma ve düşmanlığa yol açacak talep ve dayatmalarla değil, Anadolu halkının eşitliği üzerinde biçimlendirilmelidir.
Irkçı yaklaşımın tek sonucu olur: SAVAŞ! Emperyalizmin tek hedefi var: Birbirine düşman halk toplulukları! Savaş istemeyen, barışı örgütleyen tam bağımsız Türkiye de acilen ortak dile ihtiyaç var.
Emperyalizme ve işbirlikçi ruhlara tek ilaç ise eşitlerin eşitliğidir! Göz gör! Sırat köprüsüne bindik gidiyoruz!
Oturalım diz dize, göz göze; karşılıklı ruhumuzun derinliklerine inelim. Çekelim ciğerimize Anadolu'nun buz gibi havasını. Birlikte balık tutalım, birlikte yiyelim.

''Pencereyi kapama

gök dolabilir içeri

sen neyi görebilirsin ıslak bir bulutun ağışını mı

pencereyi kapama;

kuş dolabilir içeri

sen neyi taşıyabilirsin

kırık bir dalın yükünü mü

Pencereyi aç!

Soluğun çıksın dışarı

sen büyütmedin mi ciğerinde onu.

Kokusu hayatı yıkasın diye

Pencereyi aç

Sesin sarsın dünyayı

Duyulur elbet ta ötelerden

Yürek kendini tanır’’