Kapitalizmin 500 yıllık tarihinde kriz, kaos ve tasfiye hiç bitmedi. Ekonominin pazardaki etkinliği bu üçgenler zinciriyle kesintisiz sürüyor.
Pazarlardaki gücü elinde tutmak için desteği; yeni, yeni düşman yaratarak buldu.
Bu metot emperyalist-kapitalist sistemi; tüm kaoslara rağmen diri tuttu. Güçlü kıldı. Dünyayı kontrol altına alarak yönetmesini sağladı.
Türkiye 19 yıl oldu, AKP yönetiyor. Çok başarılı olmalarından dolayı yönetmiyor. İki metodu çok iyi kullandığı için en zor anlarından güçlenerek çıkmasını sağladı.
1. Şartlı refleks yöntemiyle, propaganda yapmalı.
2. Her seçim süreci öncesi halkta kutuplaşma yaratan, düşman yaratarak onun üzerinden seçim çalışması yapmak.
AKP bu iki yöntemi çok iyi kullandı ve başarılı oldu.
AKP bugünde aynı yöntemi kullanıyor. Türkiye de ekonomi sistemi çöktü. Covit-19 virüsü; çöküşü hem hızlandırdı hem de dibe indirdi.
AKP hükümetleri çöküşün ve üretimin eksen dışına çıkmasına engel olamadı. Rant hırsı her şeyin önüne geçti.
Mantık değil duygu öne çıktı. Sonuç AKP hükümetini ve politikalarını tepe taklak etti.
Halk desteği her geçen gün kayboluyor. Bu durumdan kurtulmak istiyor. Her zamanki metotlarını fiilen uygulamaya soktu.
HDP'yi ve CHP yönetimini Türkiye devletinin düşmanı ilan etti. Bölücülükle ve FETÖ işbirlikçisi ilan etti. Her gün bıkmadan usanmadan bu çalışmayı sürdürüyor.
Ancak ülkemizdeki ekonomik krizin toplumda yarattığı sıkıntı ve çaresizliğe rağmen, AKP'nin bu tutumunu halk hiç desteklemiyor.
Her geçen gün AKP halk desteğini kaybediyor.
AKP yönetimi bu gelişmeyi gördükçe daha da hırçınlaşıyor.
Kendine karşı olan herkese saldırıyor ve terörist ilan ediyor. Ayakları yere basmayan çırpınış.
AKP sağlıklı düşünmüyor.
Çıkmaz sokakta, toplumla uzlaşmaya engel oluyor....
Bir Türk ata sözü derki “ Hayvanlar koklaşa, koklaşa; insanlar konuşa konuşa uzlaşır ve anlaşır. “
Türkiye’nin her açıdan cendereye alındığı bu dönemde, Türkiye halkını temsil eden siyasi güçler, uzlaşı içinde ülkenin can alıcı sıkıntılarından kurtarmak için anlaşmalılar.
Ötekileştirme bitirilmeli.
Tüm farklılıklarla bir arada top yekun mücadelede birleşmelidir.
Siyasi dünya bireyci tutumuna nokta koymak zorunda..
Türkiye’nin önünde iki seçenek var.

1.Erken seçim .
2. Tüm siyasi partilerin birlikte kuracağı hükümetle, ekonomi başta olmak üzere demokratik devlet yönetim biçiminin hukuksal verilerini oluşturmak. Yürütme, yargı ve yasamada güçler ayrılığını; kendi hiyerarşik düzlemi içinde uygulanmasını sağlamak.
Sonrada yeni hukuk düzlemi içinde seçimlere gitmek. Bunu Türkiye halkına ve ülkesine borçlusunuz! AKP bu gerçeği görmezden gelerek, ötekileşme ve düşmanca söylemlerle; sıkıştırarak İYİ parti yada HDP’’yi yanına çekerek yeni cephelerle, devleti yönetme çabaları sonuç vermez.

Türkiye zarar görür.
Bu hesaba yatan siyasi partiler zarar görür.