12 Eylül mafyası ne evrensel hukuk tanıdı, ne de ülkemizin örfünü, ananesini taktı. Kadın kız, çor çocuk, genç yaşlı demeden 2 milyon insanı işkenceyle tanıştırdı. Köylerde toplu falakalar, hak hukuk aramayı düşlemesinler diye yapıldı. Köylüden binlerce silahı önce satın aldırdılar sonra da toprağa gömdürerek; bir ihbarla bulunmuş diye göstererek, hayvanlara dahi yapılamayacak eziyetlerini haklı çıkarmaya çabaladılar.
Ve yıllar, yıllar sürdü gitti zulümleri... Demokrasiye geçiyoruz dediler. DOĞUM DÜŞÜK OLDU! Halka önce bir anayasa yaptılar. Ey halk bunu onayla yoksa ananı belleriz. Halk beyaz şeffaf zarfı içine koyduğu oy pusulasıyla onayladı. %90... Ne anayasa!
Yurttaşın istediği, her hak ve hukuku; devlet düşmanlığı kabul eden anayasa.
Siyasi partiler kuruldu!
12 Eylül mafyasına hizmete, uluslar arası sermayeye her şeyde kucak açarak kabul edenlere izin verildi.
Atatürk, Atatürkçülük diyerek; Cumhuriyet tarihinin ideal kuşağını yerle bir ettiler.
Kuşak yok edilirken, Kemalizm de eritildi. Ülke için ideal kabul ettikleri Türk-İslam'ı rabıtanın bir parçası yaptılar. Cumhuriyetin bağımsız kalmak için kurduğu ekonomik sektörleri, sosyal devleti destekleyen kurumsal faaliyetleri ve Türk ekonomisinin temeli tarımı destekleyen kurumları; Ülke ekonomisine zarar veriyor diyerek önce kapattılar, sonra sattılar.

Seçim kanunuyla, her düşüncenin meclise girmesi engellendi.

Siyasi partiler yasasıyla; parti içi demokrasiyi yok ederek, lider sultası saltanatı kurduruldu.
Böylece meclise kimin gireceği, kontrol altına alındı. Kısaca demokrasiye geçiyoruz diyenler; Türkiye halkına ve onların yurtsever çocuklarına vurdukları darbeyle; korku için de doğumu düşük yaptırdılar ... 24 Ocak 1980'de rahme düşürülen özgürleşme düşmanlığı, 12 Eylül mafyaları tarafından zalimce, kanla, işkenceyle, öldürmelerle; düşünmeyen, özgürlüğe uzaktan hayranla bakan, ama ona ulaşmak için kılını dahi kıpırdatmayan yurttaşlığı yarattı. 12 Eylül mafyasının görevlerinden biri İslamcı ve darbeci bir örgütü güçlendiren alt yapısını kurgulamaktı.


Cumhuriyetin en güzel kuşağını yok ederek bu görevi yerine getirdiler. Varoşlar bu kuşağın özelinden çıkartıldı. Bu özel dünyevi çözümdü. Yerine tanrısal çözümle gelen İslamcı-darbeci örgüt militanları yerleşti. Düşük doğumla büyüyen Türkiye halkı; yeni düşük doğuma hazır hale getirildi.
2002 de doğum gerçekleşti. 19 yıl içinde Türkiye'nin geldiği nokta orta yerde.
Doğum bir kez daha....
Halkın yaşadığı rahatsızlığı; sosyolojik olarak sol giderir. Halkın doktoru soldur. 12 mafyası bizim sol yanımızı da; kendi gerçeğinden uzaklaştırdı.
Düşünen insan araştırır, şüphecidir ve eleştirir. Aydındır yani emperyalizme, şovenizme, faşizme ve sömürgeciliğe karşıdır. Yurdunu ve halkını sever.
İkisi adına her şeyi göze alır.
Tutkusu özgürlüktür.


12 eylül mafyası; bütün sol değerleri sulandırdı. Sözde var, pratikte yok.
Halkın doktoru solun; sosyal demokrasi ve sosyalist çizgileri hala kendine gelemedi. durmadan düşük yapıyor. Her düşükle halka yabancılaşıyor. Sol şunu unutmasın!
EMEK VARSA senin görevin ona sahip çıkarak iktidar olmaktır. Dökme su ile değirmen dönmez. Düşünen insana Eleştiren insana Şüpheci insana Aydın insana Sahip çıkarak, mevcut örgüt yapın içinde demokratik kuralları işleterek; özgürlüğe duyduğun saygıyı tam bağımsızlığa her açıdan taşı...
Kendi elinle yarattığın labirentin içinde boğulma. DÜŞÜK DOĞUM YAPMAKTAN kurtuluşun tek yolu kendi gerçeğine sahip çıkmaktan geçer.
Seni kuşatmış olan, senin içine yerleşmiş olan, senin devrim anlayışını saksıya hapseden her şeyi elinin tersiyle yok et.
İşte o gün özgür ve bağımsız olur, yeniden varoşların, köylünün, işçinin ve Türkiye halkının umudu olursun.
Doğum düşük olmaz!