Anadolu yüzlerce kültüre vatan oldu. Toprağının bereketinde insanlarının ve halkının acılarına tanık oldu.
Bereket üreten Mendereslerine, Ceyhan-seyhan, Fırat-dicle ırmaklarına oluk, oluk kan akarken; zulme isyanı, dağlarda yaşattı. Üç kıtanın kendi üzerinden akışına; barışa, kardeşçe bayrak oldu.
Aydınlığa haykıran filozoflar, yarin yanağından gayrısını paylaşmak isteyen isyankarlar, emperyalizme direnen, feodalizmi tasfiye eden, cumhuriyet devriminin ayak izlerini çağdaş yaşama ulaştıran önderleri büyüten anadolu...
Hainleri ve işbirlikçileri her koşulda boğmuştur!
Anadolu suskun.
Anadolu sabırlı.
Ama Anadolu korkak değil.
Dün olduğu gibi bu günde mazlum, sömürge halkların mücadelesine en önemli etkendir.
Bu etki Anadolu halkının direniş ve isyanında saklıdır.
Türklerin tarihi incelendiğinde, göreceksinizki Türkler; Bizanslılarla, Araplarla, Kürtlerle, Ermenilerle, Çerkeslerle, Lazlarla bütünleşmiş tarih olduğunu göreceksiniz.
Suskun oldular.
Korkmadılar.
Farklı kültürlerle birlikte yaşamayı erdem kabul ettiler.
Onlara saygı duydular.
Aradan yüz yıllar geçti. Cumhuriyet kuruldu. Eski ipek yolu etrafındaki coğrafyada egemenlik hesabı olanların; Anadolu halkı arasındaki birliğin ve bütünlüğün zincirlerini kırma girişimi başlatana kadar.
Yüz yıllarca uğraşıyorlar.
Kırdıkları zincirlere rağmen farklı kültürleri birbiriyle savaştıramadılar.
Vız geldiler. Tırıs gittiler!
Anadolu takmadı. Bu uğurda gelen ölüme hoş geldin dedi.
Anadolu halkı suskun.
Ülkelerinin ve halkının özgürlüğünü çok sevdiğinden, sabırla beklediler.
Anadolu halkı korkak değil.
Bir kez başlamasın isyana. O isyan içinde çıkarır önderini ve halkının özgürlük savaşını.
Dün dünya tanık oldu. Korkusuz olduğunu!
Bu gün korku ve baskı zirveye çıktı.
Anadolu suskun.
Anadolu sessiz.
Anadolu korkuya karşı ayağa kalktı.
Soluk soluğa dün olduğu gibi suskunluğuna son vermek istiyor.
Dost
Düşman
Korkaklara duyurulur!