Antalya'da ablası Ezgi Haytaoğlu ile birlikte yaşayan Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu, 28 Temmuz günü koronavirüse yakalandı. Ablası ise kendisine dikkat etmediğini söyleyince ikisi arasında tartışma yaşandı. Genç Azra, yanına kimliğini almadan "Biraz hava alacağım" diyerek evden çıktı. Daha sonra ablası aradığında ise "Bir kafede koronavirüs geçirmiş bir abiyle oturuyorum, beni çok iyi anlıyor" dedi ve bir daha kendisine ulaşılamadı. Dün ise Azra'nın cinayete kurban gittiği anlaşıldı. Katil Mustafa Murat Ayhan ifadesinde Azra'nın bedenini parçalamak için ağaç testeresi ve et bıçağı kullandığını söyledi. Katil Ayhan ayrıca Azra'nın kayıp olan başını da uçurumdan attığını söyledi.

Antalya'da ablası Ezgi Haytaoğlu ile birlikte yaşayan Azra Gülendam Haytaoğlu (21) Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisiydi. İki genç kızın ailesi ise Adana'da yaşıyordu. Azra hastalık belirtileri gösterince 28 Temmuz günü koronavirüs testi yaptırdı.

 

Testi pozitifti. Abla Ezgi Haytaoğlu kendisine dikkat etmediği gerekçesiyle kardeşiyle tartıştı. Azra Gülendam Haytaoğlu yanına kimliğini bile almadan, "Biraz hava alacağım" diyerek evden çıktı. Eve dönmeyince ablası Ezgi Haytaoğlu kardeşini telefonla aradı. Azra Gülendam Haytaoğlu telefonda ablasına "Bir kafede koronavirüs geçirmiş bir abiyle oturuyorum, beni çok iyi anlıyor" diyerek telefonu kapattı. Bir daha da kendisine ulaşılamadı.

ÖNCE YALAN SÖYLEDİ
Polis ekipleri Ezgi Haytaoğlu'nun verdiği ifade doğrultusunda, Azra'nın oturduğu kafedeki kişiyi araştırmaya başladı. Kafedeki güvenlik kamerası kayıtları, telefon sinyalleri ve çalışanların ifadelerine göre, o ağabey kendi inşaat şirketi bulunan mühendis Mustafa Murat Ayhan'dı.

Azra Gülendam Haytaoğlu'nun babası konuştu: Adam bir nevi avcı!

 

Ayhan önceki gün ifadesine başvurulmak üzere karakola götürüldü. Ayhan ifadesinde, Azra'nın kendisiyle bir şeyler içip sohbet ettikten sonra evine gittiğini iddia etti.

Polisler Ayhan'ı savcılık talimatıyla serbest bıraktı ancak peşinden ayrılmadı. Ayhan'ın evinin çevresindeki tüm güvenlik kameraları incelendi. Ayhan eve Azra ile birlikte gelmiş, birkaç saat sonra bir bavulla dışarı çıkmıştı. Geri döndüğünde ise bavul yoktu. Azra ise evden hiç çıkmamıştı

ÇAPRAZ SORGUDA İTİRAF
Polis, Ayhan'ı bir kez daha gözaltına aldı. Görüntüleri izleyince köşeye sıkıştığını anlayan Ayhan, çapraz sorgusu sırasında vahşi cinayeti itiraf etti. Azra'ya cinsel saldırıda bulunduğunu, bağırdığı için öldürdüğünü anlattı.

Azra'nın cesedini banyoda parçalara ayırdıktan sonra bavula koymuş ve Kepez'de ormanlık alana gömmüştü. Ayhan'ın gösterdiği yerde Azra'nın cesedi bulundu.

Polisler Ayhan'ın evinde de inceleme yaptı. Mor ışıkla yapılan çalışmalarda banyo başta olmak üzere evin tüm noktalarının adeta kan gölüne döndüğü belirlendi. Ayhan cinayetten sonra temizlik yapmış ancak kan lekelerini yok edememişti.

 

Azra Gülendam Haytaoğlu'nun cenazesi otopsi işlemlerinin ardından babası Mustafa Haytaoğlu'na teslim edildi. Azra memleketi Adana'da toprağa verilecek. Diğer yandan, Mustafa Murat Ayhan'a koronavirüs testi yapıldığı, sonucunun beklendiği de açıklandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, sosyal medya paylaşımında, "Katilin mümkün olan en ağır cezayı alması için davanın takipçisiyiz" dedi.

Vahşice katledilen Azra Gülendam Haytaoğlu’nun babası Mustafa Haytaoğlu, kızının yaşadığı korkunç olayı anlattı. Mustafa Haytaoğlu, Azra’nın katiliyle çalıştığı kafede tanıştığını ve caninin kızına emlakçısında çalışması için iş teklif ettiğini söyledi. Baba Haytaoğlu, gözyaşları içerisinde Türk adaletine güvendiğini söyleyerek medyada çıkan ‘tecavüze’ uğradığı iddialarını sert bir dille yalanladı. Azra’nın katilinin ifadesini okuduğunu belirten acılı baba, kızının katile karşı geldiğini bu sebeple katilin sinirlenip, Azra’yı önce boğarak öldürüp daha sonra parçalara ayırdığını söyledi. Azra’nın hayalleri olduğunu ve kadın hakları savunucusu olduğunu söyleyen baba, “Bir daha Azra Gülendamlar ölmesin, çiçekler solmasın” dedi.

“Kurban olurum Azra, kızım”

Psikolojik olarak çok yorgun olduğunu söyleyen ve Azra’nın bir gazetede staj kazandığını belirterek iş bulduğunu söylediğini belirten baba Mustafa Haytaoğlu, “Ben çocuklarıma çok düşkünüm. Her şeylerini merak ederim. Rutin olarak görüşüyoruz tabi. Kurban olurum Azra kızım, ‘babacığım, ben delta oldum’ dedi. Onunla çok özel bir ilişkim var. Baba-kızdan öteyiz. Çok şen şakrak bir çocuktu. Çevreye pozitif enerji saçardı. Yemene içmene dikkat et, dedim. Muhtarım ben, korona olan mahalleli ile ilgileniyoruz. Kuzu gibi insanlar bile bu hastalığa yakalanınca sinirli olabiliyor. Ben de bunu bildiğim için ablasına Azra sert davranabilir, sakin ol, dedim. Tamam, dedi o da. Azra’da hasta olduğu için serum taktırmış, resim attı bana. Geçmiş olsun güzel kızım, dedim. Arkasından bana paça çorbası içerken fotoğraf attı. Kızın paça içiyor yakışıklım, dedi bana” diye konuştu.

“Azra kayboldu, bulamıyoruz”

Azra’nın kayboluşunu arkadaşından öğrendiğini belirten Baba Haytaoğlu, “Azra’yı aradım açmadı telefonunu. Ablasını arıyorum Azra’yı soruyorum. İyi diyor, uyuyor diyor. Bir şekilde oyalatıldığımı hissettim. Bir sorun mu var, dedim ablasına. Yok, dedi ama bir bitkinlik var sesinde. Yazlığa gitmiştim, normalde gitmem pek. Saat 1 gibi telefonum çaldı. Muhtar olduğum için her gelen telefonu açıyorum. Arayan ’Ben Nazmiye’ dedi. Tanıyamadım. Azra’nın arkadaşı olduğunu söyledi. Azra kayboldu 2 gündür, bulamıyoruz, dedi. Bindik Antalya’ya geldik. Karakola gittik. Çok araştırma yaptık” diye konuştu.

“Katili için ‘amcam’ demiş”

Azra’nın katili için arkadaşına amcam dediğini belirten acılı baba, “Ablasına kaybolma olayının nasıl olduğunu sordum. Çok güzel bakıyordum, her şey yolundaydı dedi. Azra, aşağı inip bankta oturacağını söylemiş. Ablası da hasta olduğu için hem sağlık açısından doğru olmadığını hem de yasak olduğunu söylüyor. Azra, ben sıkıldım abla diyor. Ablasını ikna edip aşağı iniyor. Ablası bakmış, bankta oturuyormuş. İçi rahatlamış ablasının. Ablası uyuya kalmış. Uyandığında bakmış kardeşi yok. Paniklemiş. Aramış açmamış, arkadaşlarını aramış. Sonra Azra açmış telefonu. Neredesin dediğinde ’Ben bir abiyleyim. Sohbet ediyoruz, bana yardımcı oluyor o da bu hastalığı atlatmış’ demiş. Yerini sorduğunda net bir şey söylememiş. Eve gelmesi için ikna etmeye çalışıyor. Azra, ikna olmuyor. Sonra sabaha karşı mesajları okuyor ama dönmüyor. Daha sonra mesaj iletilme çizgisi tek tıka düşüyor ve mesajları görmez oluyor. Ondan sonra ablasında panik başlıyor. Biz Antalya’ya geldiğimizde bir arkadaşı arıyor Azra’nın. Azra’yı görmüş. Ne yapıyorsun demiş hastayım demiş, ellerinde eldiven varmış kızımın. Arkadaşı da bu halde neden dışarıdasın deyince ’Amcam beni hastaneye götürecek’ diyor. Sonra adam gelip kızımı alıp gidiyor” şeklinde konuştu.

“Tecavüz yok”

İfadede tecavüzün olmadığını söyleyen baba Haytaoğlu, “Adamın ifadesini okudum. Çorbacıya gidiyorlar, eczaneye gidiyorlar. Kızım astım hastası. Bir şekilde kızımı ikna ediyor. Millet tecavüz etmiş diyor. İfadeyi ben okudum. Katil, ’Tecavüz etmedim, karşı geldi sinirlendim, boğdum, öldürdüm, parçalara ayırdım’ diyor “ dedi.

“Katiliyle çalıştığı kafede tanışmış”

Azra’nın katili ile çalıştığı kafede tanıştığını belirten baba, “Kızım kafede çalışıyor Azra, adam oraya müşteri olarak geliyor. Adam emlakçıymış, inşaat mühendisiymiş. Vicdandan yoksun ama maddi olarak varlıklı biri. Kızıma, sen çok hareketli aktif birisin diyor. Seni paraya boğarım tarzında, direkt böyle değil ama benim emlak ofisim var çalışır mısın? Diyor. Azra’da değerlendiririm deyip numarasını alıyor. Olaylar bu şekilde gelişiyor” diye konuştu.

“Azra Gülendamlar ölmesin”

Adalete güvendiğini belirten baba, “Türk adaletini güveniyorum. Bir daha Azra Gülendamlar ölmesin, çiçekler solmasın. Benim kızımın hayalleri vardı. Gazeteci olmak istiyordu. Kararlı birisiydi. Kadın hakları savunucusu olmak istiyordu. Bütün kadın platformlarına üyeydi. Anadolu çocuğuyuz. Kızıma saldırdığında o adam, kızım ona vuruyor, adam düşüyor. Kapı kilitli olduğu için çıkamıyor. Ne kadar konuşsam kızım geri gelmeyecek. Öpmeye doyamadığım kızımı, toprağa vermeye hazırlıyorum” şeklinde konuştu.

“Katilin çocuğu gelse, yere yıkılsa elini yüzünü siler, saçını okşarım”

Katilin de bir çocuğu olduğunu belirten baba Haytaoğlu, “Onun 9 yaşında bir çocuğu varmış. Ben öyle yüreği güzel bir insanım ki, çocuğu şuraya yanıma gelsin, yere yıkılsın ben onun elini yüzünü silerim, saçını okşarım. Ben onu Allah’a havale ediyorum, Allah’ından bulsun” ifadelerini kullandı.