Siyasetin bir kör oğlu, bir de ayvazı var. Derler ki ''ayvaz vurur, kör oğlu nam alırmış''.

Siyasetin bir kör oğlu, bir de ayvazı var. Derler ki ''ayvaz vurur, kör oğlu nam alırmış''.

Çevreniz de siyaset yapan tanıdıklarınıza baktığınız da görürsünüz.
Amacım Bolu beyine karşı savaş açan Kör oğlunu eleştirmek, ya da bir kez yakaladığı fırsatı, çok bir şey yapmadan değerlendirenleri eleştirmek değil. Önderliğe tırmanan kişilerin her açıdan gereğini yerine getirmemeleridir.Ayrıca söylemi ve eylemi bilinmeyen kişileri; iyi adamdır diyerek hak etmediği yere taşımamak gerekir.
Taşırsanız, sizin gücünüz onun gücüne dönüşür. Sonra da kendini her şeyin üzerine kor.
Sıkıntıyı kim yaşar?
Kendini ilah sanan kişiye destek veren ayvazlar yaşar!
Adana Türkiye'nin önemli bir kentidir. Köyleri,ilçeleri ve merkeziyle güçlü bir kenttir. Üretim ilişkileri tarımda ve sanayide iç içe olan bu kenti bir kişi ya da azınlık bir gurup yönetemez. Ne kadar beceri sahibi olsa da bu genişliğe hükmedemez..
Kolektif yönetim, kolektif algı zorunludur. Araştırarak, sorunları tespit ederek, tartışarak, planlama yaparak; ortak dili olan bir yönetim tarzı yaratarak.
1980 öncesi; okunması gerekli bir kitaptır!
Adana da siyaset sürecinin ilk ayağı, şaşkın biçimde ve kendi kaygısını yüreğinde yaşayarak 2021 yılına giriyor. Bu süreci birlikte götürenler, sorumluluklarını unutmuşlar.
Bireysel ince hesaba her şeyden fazla değer katarak, bencilleşmenin hükmünü yaşıyor ve yaşatıyorlar.
Nicelikten çok, nitelik anlayışa sırt verilmiyor.
Emeğe saygıyı savunanlar unutmuşlar.. Onlarda kendi ayazlarıyla racon kesmeye devam ediyorlar..
Matematik hesap siyasette her daim siyasetçiye yol açmaz. Kimi zaman yolunu tıkar. Siyasetçinin gücü halk desteğiyle orantılıdır.
Gücün kaynağı da halktır. Halkta yok isen, istediğin kadar ben sultanım diye bağır.
Halkta öyle bir yargı var ki, serveti dünyalar kadar olan kıçını yırtar da halkta bir dalgalanma yaratamaz.
Ama bir lokma ekmeği bulmakta zorlanan, o halkın gözüne baktığın da dalgalar, dağları aşar..
30 Aralık noktası, bu nedenle dağları aşan bir eyleme dönüşmelidir!
Çünkü Aralık ayının son iki haftasın da uzun karanlıklar yerini, güneşin sevgi dağıttığı aydınlanmaya bırakır...