“ÜLKEYİ ÖYLE BİR BATIRALIM Kİ, KİMSE SEÇİLMEK İSTEMESİN!”

TBMM Genel Kurulu’nda İYİ Parti Grubu adına Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşan Aydın, müşteri garantili projelerden cevaplandırılmayan soru önergelerine, kamu çalışanlarına yapılacak iyileştirmeden usulsüz ihalelere kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

MÜŞTERİ GARANTİLİ PROJELER YENİ BİR DUYUNU UMUMİYE FACİASI OLACAKTIR

Müşteri garantili projelerin her geçen yıl daha da artan bir şekilde Türk ekonomisinin ve dolayısıyla ülkemizin geleceğini ipotek altına alacağını belirten Koray Aydın, “müşteri garantili projeler, Türkiye Cumhuriyeti devleti için yeni bir Duyunu Umumiye faciası olacaktır” diye konuştu.

Müşteri garantili projelerde uyuşmazlıkların çözümünde Türk mahkemeleri yerine Londra mahkemelerinin yetkili olması ile garanti ödemelerinin Türk Lirası yerine Dolar ve Avro ile yapılmasını sert bir dille eleştiren Aydın “bu nasıl yerlilik ve milliliktir” diye sordu.

 

BU NASIL YERLİLİK VE MİLLİLİKTİR?

Koray Aydın şöyle devam etti:

“Türk mahkemelerine güvenmiyorsunuz. Türk lirasına güvenmiyorsunuz. Sonra da lafa gelince yerliyiz ve milliyiz diyorsunuz. Ticari sır diyorsunuz, soru önergelerimize cevap bile vermiyorsunuz. Garanti ödemelerini milletin parasıyla yapıp milletten neyin sırrını saklıyorsunuz? Siz milletin aklıyla alay mı ediyorsunuz? Aklıyla alay ettiğiniz bu millet bunun hesabını sandıkta soracaktır.”

 

BÜTÇE VATANDAŞ İÇİN YOKLUK VE KANAAT; İKTİDAR VE YANDAŞLAR İÇİN BOLLUK VE ŞATAFAT BÜTÇESİDİR

İYİ Parti Teşkilat Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın bütçenin genelini değerlendirirken de “bu bütçe yüzde 36 oranında zamlı vergileri ödemeyi vatandaşa, yüzde 36 oranında zamlı garanti ödemelerini yandaşa ayıran bir bütçedir. Bu bütçe, yoksuldan alıp zengine veren bir bütçedir. Özetle bu bütçe; vatandaş için yokluk, kıtlık ve kanaat; iktidar ve yandaşları için bolluk, lüks ve şatafat bütçesidir” şeklinde konuştu.

 

FAİZDE NAS VAR DA LÜKSTE, ŞATAFATTA, İSRAFTA YOK MU?

Faiz-Nas tartışmaları üzerinden Erdoğan’a göndermelerde bulunan ve iktidarın Saray’da “lale devri” yaşadığını ifade eden Koray Aydın şöyle devam etti: “Bir de Sayın Erdoğan çıkmış faiz konusunda “Nas” var diyor. Sayın Erdoğan 18 Nisan 2004 tarihinde MÜSİAD’ın 13. Genel Kurul Toplantısı’nda “faiz dünya gerçeği, reddedemeyiz” demişti. Şimdi sormak gerekiyor 2004’te “Nas” yok muydu? Bir zamanlar “paranın dini imanı olmaz” derken “Nas” yok muydu? Faizde Nas var da yolsuzlukta, rantta, haksız kazançta nas yok mu? Faizde Nas var da torpilde, insan kayırmada, ayrımcılık yapmada nas yok mu? Faiz de Nas var da lükste, şatafatta, israfta nas yok mu? Size sadece şu kadarını söyleyeyim, Yüce Allah “yiyiniz içiniz israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez” diyor. Tutturmuşlar bir “itibardan tasarruf olmaz” safsatası, Saray’da lale devrine tam gaz devam ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir israf ve yağma görülmemiştir. İleride tarih yazılırken bu dönem Cumhuriyet tarihinin “lale devri” olarak anılacaktır.”

 

SARAY’DA “LALE DEVRİ”; KAMUDA YANDAŞLARIN SÜLALE DEVRİ SÜRÜYOR

2022 yılı bütçesinde milyonlarca çiftçiye ayrılan desteğin yüzde 12 buçuk civarında artırılarak 25 milyar lira civarına çıkarıldığını kaydeden İYİ Parti Teşkilat Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, müşteri garantili projelere ayrılan ödeneğin ise yüzde 36 oranında artırıldığını belirterek, ünlü şair Necip Fazıl’ın şiirini okudu.

Koray Aydın’ın konuşmasına şöyle devam etti: “Yani yandaşın ödeneğindeki artış oranı, vatandaşın artış oranını üçe katlamıştır. Aynı adaletsizlik milyonlarca, memur, işçi ve emekliye yapılan zamlar için de geçerlidir. İktidar maaşlara sıra gelince enflasyon yüzde 21, vergilere sıra gelince enflasyon yüzde 36 diyor. İktidar, sosyal devleti ters yüz etti; artık fakirden alıp zengine veriyor. İktidar, yüzde 36 zamla topladığı vergileri, yüzde 36 oranında artırdığı müşteri garantili projelere, yani yandaşlara aktarıyor. Böyle ölçü, böyle hesap, böyle adalet olur mu?

Büyük şair Necip Fazıl’ın tam da bu konuda çok güzel bir dörtlüğü var.

“Allah’ın on pulunu, bekleye dursun on kul;

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;

Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!”

Sözün özü, Saray’da “Lale Devri”, kamuda yandaşların sülale devri sürüyor.”

 

Koray Aydın’ın konuşmasının tamamı şöyle:

MÜŞTERİ GARANTİLİ PROJELER, YENİ BİR DUYUNU UMUMİYE FACİASIDIR

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekilleri,

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2022 yılı bütçesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Bu vesileyle Gazi Meclis’i ve ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Kamu Özel İş birliği finansmanı ile yapılan müşteri garantili projelerin kazancı özel sektöre, yani yandaşlara aktarılırken, zararı ise kamuya yani bütün milletimize yüklenmektedir.

Bu nasıl kamu-özel iş birliğidir ki devlet zararı tek başına karşılıyor ama kazanca ortak değil?

Böyle iş birliği, böyle ortaklık olur mu?

Olur diyorsanız size millet ve tarih önünde ciddi bir uyarıda bulunmak istiyorum.

Müşteri garantili projeler, her geçen yıl daha da artan bir şekilde Türk ekonomisinin ve dolayısıyla ülkemizin geleceğini ipotek altına alacaktır.

Müşteri garantili projeler, Türkiye Cumhuriyeti devleti için yeni bir Duyunu Umumiye faciası olacaktır.

AK Parti iktidarının gelecek iktidarlara ve gelecek nesillere bıraktığı müşteri garantili proje borçları belki 25 senede bitecek ama ülke bütçesinde yaptığı tahribat ve olumsuz etki en az yarım asır sürecek.

Bu kötülüğü bu millete yapmaya ne hakkınız var?

Millet geçmediği köprünün, tünelin, otoyolun; uçmadığı havaalanının, gitmediği hastanenin parasını neden ödesin?

"Cebimizden 1 lira çıkmayacak" denilerek çıkılan bu yol 2022 yılı bütçesinde köprü, tünel gibi projeler için 21 milyar lira ödenek konulmasına sebep olmuştur. Kur düzeltmesi yapılacak olursa bu rakam 25 milyar liraya çıkmaktadır.

Üstelik bu rakama hasta garantili şehir hastaneleri için konulan ödenek dahil değildir.

Üstelik bu ödemeler dövize bağlıdır ve kur her yükseldikçe borcumuz da artmaktadır.

Yani bu ucube yönteminiz, ülkeyi hızla dipsiz bir kuyuya çekmiş ve bataklığa saplamıştır.

ZAFER HAVALİMANI YANDAŞA ZAFER, VATANDAŞA HEZİMET OLDU

Değerli Arkadaşlar,

Kütahya Zafer havalimanı, yapan ve işleten için tam bir zafer, kamu için yani vatandaş için ise tam bir hezimete dönüşmüştür.

2021 yılının ilk 9 ayında havalimanını kullanan yolcu sayısı 7 bin 397 olmuştur.

Devletçe garanti edilen yolcu sayısı ise 988 bin 299’dur.

Garanti edilen yolcu ile kullanan yolcu sayısındaki hata payı oranı; tam yüzde 99’dur.

Bu yanılmayı, salgın şartları ile açıklayamazsınız.

Yüzde 99’luk bir hata, bir yanılma değil, olsa olsa bu ülkenin kaynaklarını bilerek ve isteyerek yandaşlara yağmalatmak, peşkeş çekmektir.

Biz İYİ Parti olarak projeye değil, ranta karşıyız.

Her projede ranta öncelik verirseniz, bize yerlilik ve millilikten asla söz edemezsiniz.

Zafer Havalimanı örneği, iktidarın vizyonsuz, öngörüsüz ve çapsız politikasının açık bir belgesidir.

Bu örnek müşteri garantili bütün projeler için de geçerlidir.

 

BU NASIL YERLİLİK VE MİLLİLİKTİR?

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekilleri,

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bu konularda soru önergesi verdik cevap alamadık.

Meydanlarda, ekranlarda, basında ve sosyal medyada sorduk cevap alamadık.

Şimdi buradan Gazi Meclis’ten bir kez daha soruyoruz?

Bu nasıl yerlilik ve milliliktir ki müşteri garantili projelerde uyuşmazlıkların çözümünde Türk mahkemeleri yerine, Londra mahkemeleri yetkilidir?

Bu nasıl yerlilik ve milliliktir ki; Hazine tarafından garanti ödemeleri Türk lirası yerine Dolar veya Avro ile yapılıyor? 

Türk mahkemelerine güvenmiyorsunuz. 

Türk lirasına güvenmiyorsunuz. 

Sonra da lafa gelince yerliyiz ve milliyiz diyorsunuz. 

Ticari sır diyorsunuz, soru önergelerimize cevap bile vermiyorsunuz.

Garanti ödemelerini milletin parasıyla yapıp milletten neyin sırrını saklıyorsunuz?

Siz milletin aklıyla alay mı ediyorsunuz?

Aklıyla alay ettiğiniz bu millet bunun hesabını sandıkta soracaktır.

 

16 MADDE VE 38 SORULUK ÖNERGEYE 16 KELİMELİK CEVAP

Değerli Milletvekilleri,

Soru önergeleri konusunda Sayın Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın hakkını yemeyelim.

Biraz önce bahsettiğim soru önergesine Sayın Bakan lütfedip cevap vermiş.

Soru önergemde tam 16 madde ve 38 soru vardı.

Şimdi o soruları burada tek tek sayıp zamanınızı almayacağım.

Ama sabrınıza ve anlayışınıza sığınarak cevaplarının tamamını okumak istiyorum. Uzatırsam da lütfen kusura bakmayınız.

“Yap İşlet Devret projelerinde tüm iş ve işlemler mevzuatına uygun olarak, Uygulama Sözleşmelerinde yer alan hükümler çerçevesinde yürütülmektedir.”

Değerli Milletvekilleri, uzun uzun diyerek şaka yaptım, soru önergemin cevabı bu kadar…

Evet şaka gibi ama tam 16 maddelik önergeye, 16 kelimelik cevap.

Milletin aklıyla alay ettiğiniz gibi milletin vekilleriyle de dalga geçiyorsunuz.

Dalga geçtiğiniz milli iradedir ve ilk seçimde milletimiz size kendisiyle alay edilmeyeceğini sandıkları patlatarak gösterecektir.

Öyle bir dip dalga geliyor ki milletin şamarını yiyip yerle bir olacaksınız.

KAMU İHALE KANUNU AMACINDAN SAPTIRILDI; İSTİSNALAR KURAL HALİNE GETİRİLDİ

Değerli Arkadaşlar,

Bu iktidar döneminde Kamu İhale Kanunu delik deşik edildi, değişiklik sayısı 190’ı aştı, 200’e yaklaştı.

Kamu İhale Kanunu’nda yapılan her değişiklikle kanunun amacı yerle bir edildi; kurallar istisna, istisnalar ise kural haline getirildi.

İktidar neredeyse tüm ihaleleri, Kamu İhale Kanunu’nun istisna maddesi olan 21 b maddesine göre yapıyor.

Kamu İhale Kurumu Kamu Alımları İzleme Raporu’na göre 2020 yılında Pazarlık Usulü ile yapılan yaklaşık 38 milyar liralık alımın yaklaşık 34 milyar liralık bölümü 21 b’ye göre yapılmış.

2020 yılında Pazarlık usulü ile yapılan ihalelerin toplam tutarının yüzde 90’dan fazlasının 21 b’ye göre yapıldığı tespit edilmiştir.

2021 yılı bitmedi ama bu yılkı 21 b oranı da yüzde 88’i aşmış durumdadır.

Oysa ki bu madde, “doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması” durumları için geçerlidir.

İktidara göre neredeyse her gün doğal afet var, önceden öngörülemeyen olaylar var.

İdarenin uygun olmayan ihale usulleri ile alımlarını gerçekleştirmesi kanunun rekabet ve eşit muamele ilkelerine aykırıdır.

Dolayısıyla bu yapılanların hepsi suçtur.

YETİM HAKKI YİYENLERDEN HESABI SORULACAKTIR

Bu iktidar elbet değişecek ve bu yağmanın hesabı; millet, tarih ve hukuk önünde, mutlaka ama mutlaka sorulacaktır.

Mecburi hallere bağlı olan uygulamanın keyfi hale getirilmesine ses çıkartmayan ve bu ihalelerin altına imza atan bürokratları buradan uyarmak istiyorum.

Arkadaşlar bu kul hakkıdır, milletin hakkıdır ve tüyü bitmemiş yetimin hakkıdır.

Attığınız imzalar peşinizden gelecek, attığınız her yanlış imza yargıya taşınacaktır; o zaman “ben talimat aldım” diyerek kendinizi kurtaramazsınız.

Milletimiz şundan emin olsun:

Bu hukuksuz uygulamaların talimatını verenlerden ve bu talimatları kanuna ve hukuka aykırı bir şekilde yerine getirenlerden adalet önünde hesap soracağız.

 

FAİZ BİR DÜNYA GERÇEĞİ REDDEDEMEYİZ DEMİŞTİ, ŞİMDİ “NAS VAR” DİYOR

Değerli Arkadaşlar,

Sayın Erdoğan’ın bu aldanma ve aldatma kısır döngüsünden milletçe bıktık usandık. Sayın Erdoğan aldanıyor, bedelini millet ödüyor.

Dış politikada, terörle mücadelede, ekonomide hep aynı kısır döngü sürüp gidiyor.

Şimdiki aldanma ve aldatmanın başlığı faiz ve enflasyon ilişkisidir.

Sayın Erdoğan diyor ki; “faiz sebep, enflasyon sonuçtur.”

Yahu Allah aşkına bu sözü her söylediğinde döviz kurunun yükseldiğini görmüyor musunuz?

Son grup toplantımızda Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in ifade ettiği gibi Sayın Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” tezi, en az “şemsiye sebep, yağmur sonuçtur” kadar saçma sapan bir tezdir.

Bir de Sayın Erdoğan çıkmış faiz konusunda “Nas” var diyor.

Sayın Erdoğan 18 Nisan 2004 tarihinde MÜSİAD’ın 13. Genel Kurul Toplantısı’nda “faiz dünya gerçeği, reddedemeyiz” demişti.

Şimdi sormak gerekiyor 2004’te “Nas” yok muydu?

Bir zamanlar “paranın dini imanı olmaz” derken “Nas” yok muydu?

Faizde Nas var da yolsuzlukta, rantta, haksız kazançta nas yok mu?

Faizde Nas var da torpilde, insan kayırmada, ayrımcılık yapmada nas yok mu?

Faiz de Nas var da lükste, şatafatta, israfta nas yok mu?

Size sadece şu kadarını söyleyeyim, Yüce Allah “yiyiniz içiniz israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez” diyor.

Tutturmuşlar bir “itibardan tasarruf olmaz” safsatası, Saray’da lale devrine tam gaz devam ediyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir israf ve yağma görülmemiştir. İleride tarih yazılırken bu dönem Cumhuriyet tarihinin “lale devri” olarak anılacaktır.

MİLYONLARCA ÇİFTÇİYE DESTEK ARTIŞI YÜZDE 12 BUÇUK, BİR AVUÇ YANDAŞA ARTIŞ YÜZDE 36! ADALETİNİZ BATSIN!

Değerli Arkadaşlar,

Biz muhalefet olarak hayat pahalılığını önleyeceğiz, ezilen kesimlerin haklarını teslim edeceğiz dediğimizde, iktidar sözcüleri koro halinde “kaynak nerede?” diyorlar.

Bu ülkenin kaynakları ülkemizdeki tüm açları doyurmaya yeter ama Saray’ın ve iktidar yandaşlarının azgın iştahını doyurmaya yetmez.

Rakamlara boğmadan tek bir örnek vermek istiyorum.

Bakınız 2022 yılı bütçesinde milyonlarca çiftçiye ayrılan pay yaklaşık 25 milyar liradır.

Buna karşılık iktidarın bir elin parmaklarını geçmeyen yandaş müteahhitlere müşteri garantili projeler için ayırdığı kaynak ise yaklaşık 42 milyar liradır.

Bu rakamlar geçen yıl da adaletsizdi ancak, bu yıl adaletsizlik daha da katmerlenmiş.

İktidar 2022 bütçesinde, milyonlarca çiftçiye yaptığı destek ödemesini, bir önceki yıla göre yüzde 12 buçuk oranında artırırken, müşteri garantili projeler için bir avuç yandaşa ayrılan ödeneği ise yaklaşık yüzde 36 oranında artırmıştır.

Yani yandaşın ödeneğindeki artış oranı, vatandaşın artış oranını üçe katlamıştır.

İKTİDAR SOSYAL DEVLETİ TERS YÜZ ETTİ; FAKİRDEN ALIP ZENGİNE VERİYOR

Aynı adaletsizlik milyonlarca, memur, işçi ve emekliye yapılan zamlar için de geçerlidir.

İktidar maaşlara sıra gelince enflasyon yüzde 21, vergilere sıra gelince enflasyon yüzde 36 diyor.

İktidar, sosyal devleti ters yüz etti; artık fakirden alıp zengine veriyor.

İktidar, yüzde 36 zamla topladığı vergileri, yüzde 36 oranında artırdığı müşteri garantili projelere, yani yandaşlara aktarıyor.

Böyle ölçü, böyle hesap, böyle adalet olur mu?

BU TAKSİMİ KURT YAPMAZ, KUZULARA ŞAH OLSA

Büyük şair Necip Fazıl’ın tam da bu konuda çok güzel bir dörtlüğü var.

“Allah’ın on pulunu, bekleye dursun on kul;

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;

Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!”

Sözün özü, Saray’da “Lale Devri”, kamuda yandaşların sülale devri sürüyor.

Sayın Cumhurbaşkanı vakti zamanında Türkiye’yi “anonim şirket gibi yönetmemiz lazım” demişti.

O zaman devlet ciddiyetinden uzak bu ifadeleri eleştirmiştik. Ancak geldiğimiz noktada ülkede anonim şirket olmak dahi bir lüks haline geldi. Sayın Erdoğan Türkiye’yi adeta bir şahıs şirketi haline getirdi.

Şunu iyi bilmelisiniz.

Türkiye sizin ve yandaşlarınızın kâr amacı güttüğü bir şirket değil; kimsesizlerin kimsesi, yoksulların umudu olan sosyal bir devlettir.

Türkiye sizin kafanıza göre herkese üçer beşer maaş dağıtabileceğiniz bir ticari kurum değildir.

Türkiye sizin muhasebe kayıtlarıyla oynadığınız bir “şahsım” şirketi değil temelinde şehitlerin kanı, milletin alın teri olan kutsal bir devlettir.

 

SAĞLIK VE KAMU HİZMETLERİ BİR BÜTÜNDÜR, AYRIMCILIK YAPILMAMALADIR

Değerli Arkadaşlar,

Ekranları başında bizleri izleyen kıymetli kamu çalışanları,

Söz adaletsizlikten açılmışken, dikkatinizi çekeceğim güncel iki konu daha var.

Hepimiz küresel Koronavirüs salgınında fedakârca görev yapan sağlık çalışanlarımıza minnettarız.

Sağlık hizmetleri ve kamu hizmetleri bir bütündür ve ekip işidir.

Bütçeden sonra meclisin gündemine gelecek olan iyileştirme tüm sağlık çalışanlarını ve tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde yapılmalı, kamu çalışanları arasındaki maaş adaletsizliği derhal giderilmelidir.

UCUBE SİSTEMDE BAKANLAR YETKİ KULLANAMIYOR

Meclis kulisinde basının önünde Sayın Erdoğan, doktorlara yapılan zam konusunda Sağlık Bakanı’na yönelik tavrı, bu sistemin devletin Bakanlarını düşürdüğü durum açısından ibretlik bir vakadır.

Sayın Erdoğan kendi Bakanına inanmıyor, basından teyit istiyor, “para pul söyledi mi?” Diye soruyor. Bakan da “siz izin vermeden söyler miyim?” Diyor, ezilip büzülüyor. Görüntüleri izleyince içim acıdı, üzüldüm.

Yani arkadaşlar bu Ucube Sistem’de Bakanlar “Bakanlığımla ilgili bir düzenlemede gazeteci arkadaşlara açıklama yapıyorum, bu yetki bana kanunla verilmiştir” demiyor, diyemiyor.

Bakanlar, kendi alanlarında açıklama yapmak için bile Sayın Erdoğan’dan izin, icazet ve işaret bekliyor.

Sonra da birbirimize soruyoruz bu ülke neden bataklığa saplandı? Niye uçurumdan aşağıya uçuyoruz? Bunun tek sebebi var; o da “tek adam düzeni”dir.

 

EKONOMİDE ZAYTUNG MODELİ: ÜLKEYİ ÖYLE BİR BATIRALIM Kİ; KİMSE SEÇİLMEK İSTEMESİN

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekilleri,

Ülke ekonomik krize sürüklenmişken, vatandaş yokluk ve sefalet içinde boğuşurken iktidar hiç sorumluluğu yokmuş gibi hareket etmeye devam ediyor.

İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özlale, iktidarın uyguladığı politikaları “Ekonomide Cahiliye Devri” olarak nitelendirdi.

İktidarın gerçeklerden, bilimden ve milletten kopuk politikasını cahillikten başka bir gerekçeye bağlayamıyoruz.

Ama iktidar, hemen her konuda olduğu gibi ekonomide de konuyu gelip dış güçlere bağlıyor.

Dolmabahçe Sarayı’nda Bakara Suresi’nden alıntı yapıp millete sabır tavsiye ediyorsunuz ama milyonların yaşadığı sefaletin ve ağır ekonomik krizin siyasal sorumlusu sizsiniz.

Beceriksiz ve başarısız yönetiminizin sorumluluğunu alın ve perişan ettiğiniz milletten af dileyin.

Yüce Allah Kur’an’da Şura Suresi’nin 30. Ayetinde şöyle buyuruyor:

“Başınıza gelen her musibet, kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir.”

Aynanın karşısına geçerseniz, bu gerçekle de yüzleşirsiniz.

Değerli Arkadaşlar,

İktidarın ekonomi politikası bir usule ve kurala bağlanmadığı için herkes kendine göre bir tanım getiriyor.

Faiz, kur, enflasyon politikaları adeta şaka gibi.

Söz şakadan açılmışken, sosyal medyada Zaytung diye bir hesap var; şaka, mizah karışık paylaşımlar yapıyorlar.

Geçenlerde iktidarın ekonomi modelini ifşa etmişler.

Ben de kendilerine katılıyorum.

Bu modelin esası şudur: Ülkeyi öyle bir batıralım ki, kimse seçilmek istemesin.

Yani arkadaşlar iktidar ekonomide Zaytung Modeli uyguluyor.

Ancak ne yaparlarsa yapsınlar.

O sandık gelecek ve bu iktidar gidecek.

Her şey iyi ve güzel olacak.

           

BÜTÇE VATANDAŞ İÇİN YOKLUK VE KANAAT;

İKTİDAR VE YANDAŞLARI İÇİN BOLLUK VE ŞATAFAT BÜTÇESİDİR

Değerli Milletvekilleri,

Daha önce de ifade ettik, biz projeye değil, ranta karşıyız.

Bu projeler yapılırken;

Nasıl yapıldı?

Kaça mal oldu?

Bu projeler daha ucuza yapılabilir miydi?

Sorularına cevap aramak millet adına bizim hakkımızdır.

Bu bütçe, yoksuldan alıp zengine veren bir bütçedir.

Özetle bu bütçe; vatandaş için yokluk, kıtlık ve kanaat; iktidar ve yandaşları için bolluk, lüks ve şatafat bütçesidir.

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekilleri,

Sözlerime son verirken Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2022 bütçesinin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, İYİ Parti Grubu adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.