Haberlerde duyduk ki, genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu hakkında felzeke düzenlenerek; dokunulmazlığını kaldırmak için TBMM gönderilmiş. Cumhurbaşkanıda meclise sevk etmiş.
Suç nedir!
"21 soruda FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı"adlı kitabın basılması ve dağıtılması.
Faşizm bir kez daha gerçek yüzünü gösterdi. Mart kedisi gibiler. Hem yapıyor hemde bağırıyor.
Kitap ne kadar dağıtıldı?
Ne kadar okundu? Türkiye halkının gerçeği görmesinde ne kadar etkili oldu bilmiyoruz.
Ama bir gerçeğin altını çizelim. Korkusuzca ve hiç sapma olmaksızın; FETÖ terör örgütünün siyasi ayağını gösteriyor. Kıvırmadan ve korkusuzca anlatıyor.
FETÖ örgütü 1972 yılında F.Gülene, ABD tarafından kurduruldu.
12 Eylül 1980 sonrası başlayan yükselişi, 2002 yılı 3 Kasım sonrası tavan yapmıştır.
Fettullah Gülen ve sözde tarikatı, ABD'nin icazetiyle kurulan AKP'nin iki önemli ayağından biridir.
3 Kasım 2002 genel seçimleri sonunda kurulan AKP hükümetinin de önemli bir parçasıdır.
Devletin FETÖ terör örgütü tarafından işgali AKP hükümetleri döneminde hızlı biçimde sağlanmıştır.
Eğitim sistemini ele geçirerek, devlet kurumlarında örgütlendiler. Yasa dışı topladıkları para vb. AVM ve inşaat sektöründe aklayarak; ekonomide önemli güç elde etmişlerdir.
Milletvekili seçmişler.
Belediye başkanı seçmişler.
Bürokraside, önemli merkezlerini ele geçirmişler.
Ordu, polis, hukuk ve adalet birimlerinde; belirleyici konuma gelmişler.
Spor kulüplerini ele geçirme çabasına girmiş.
Ellerindeki gücü kullanarak, kendilerine karşı olan kişi ve kurumları; cezaevlerine sokmuşlar.
Basında görsel ve yazılı iletişim araçlarını ele geçirmişler.
Bütün bunlar yetmediğinde, çeteleri kanalıyla insanlara ve kurumlara silahlı saldırı yapmaya kadar gitmişler.
Ne zaman yapmışlar?
AKP hükümeti zamanında.
17-25 Aralıkta başlayan iç çatışma sonunda, o dönemin başbakanı " ne istedinizde, vermedik" demiştir!
Daha neler, neler!
15 Temmuz FETÖ darbesi sonunda, ABD'nin gizli örgütü (fetö) hala devlet kurumlarından temizleniyor.
Şimdi soru şu:
Fetö'nün siyasi ayağı kim olabilir?
Her şey ayan beyan ortadayken, siyasi sorumluluktan, sadece kullanıldık diyerek kurtulamazsınız.
Siyasî hesabını isteyenlere, suç işlediniz diyerek susturma çabasına giremezsiniz .
Yaparsanız, sonucu çok farklı olur.
Bir söz varya " yalancının mumu akşama kadar yanar."
Ekonominin dibe vurduğu dönemdeyiz. Devleti yönetenler, ülke içinde ayrışma yerine, birlik içinde kaostan kurtulmak için gayret etmelidir.
Muhalefete ve STK'lara, sendikalara ve diğer örgütlü kurumlara elini uzatarak süreci başlatmalıdır.
Kaosu körüklerseniz, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi " kavga yiğit olana bayram" olur.