Türkiyenin siyasi aktörleri çok zeki. Gerçeği öylesine gizliyorlar ki, işin içinden çıkana helal olsun.
Siyasî literatürde Cumhur devlet sistemi diye devlet yönetim biçimi yok.
Ama bizim siyasiler faşist devlet yönetiminin adını cumhur devlet yönetimine kavuşturdu.
Siyasî literatürde demokratik parlementer devlet yönetim biçimi yok. Oligarsik devlet yönetim biçiminin adını güçlendirilmiş demokratik parlementer yaptılar.

Tencereye kapak koyuyorlar.


Ama kapak tencereye hiç uygun değil. Sonrada o tencerede lezzetli aş pişirmeye kalkıyorlar.
Sosyolojik verilerle güçlendirilmiş demokratik parlementer devlet yönetimi diye bir tanım ve tarz yoktur.
Bu ifade gerçekten, halkı kandırarak kaçmaktır..
Türkiye halkının hak ettiği devlet yönetim biçiminin adı; demokratik halk cumhuriyet'tir.
Demokrasi ve özgürlükler ekonomiye yansımıyorsa; hak, adalet ve hukukun eşitliğinden bahsedemeyiz..
Devlet kurulmuş sistemi muhafaza eden, ekonomik ve siyasi özü olan; denetleyen, koruyan ve sisteme ait hukukla toplumu yöneten üst yapı aygıtıdır.
Sistemi kuranların kendi aralarındaki ilişkiyle, üreten güçlerin; sistemi kuranlar arasındaki uzlaşma devletlerin yönetim biçimini niteler.
Demokraside, oligarşide, faşizmde, askeri diktatörlükte; bu ilişkiler üzerine oturan devlet yönetim biçimleridir.
Demokrasi günümüzde üç aşamalı ifadeye sahiptir.
1.Burjuva demokrasisi
2.Sosyalist demokrasi
3.Demokratik halk cumhuriyeti
Türkiye halkının geleceğini ve üç kıtanın geleceği Türkiye'deki kurulacak demokratik halk cumhuriyetine bağlıdır.


Devlet, ekonomik ve siyasi öze sahip olduğu için demokratik halk cumhuriyetinde üretim sisteminde; Devlet, kamu ve özel sektör yer alır. Dolayısıyla sistemin kendini muhafaza ederek koruyacağı hukuk sistemi, bu dengeye göre oluşturulur.
Sonuç toplumun çok geniş iradesinin yönetime yansıması sağlanır.
Demokratik halk cumhuriyeti bu zeminde inşa olur.
Bende doğruyu bıkmadan söylemeye ve yazmaya devam edeceğim.
Çünkü ben cumhuriyet aydınıyım!
Karga karga kak dedi. Aç gözlerini gerçeğe bir bak dedi.