EYT’liler/Emeklilikte Yaşa Takılanlar 23 yıldan beri müktesep haklarının iadesini bekliyor. Hükûmet tarafından EYT kanun teklifi bu aralık ayı içerisinde TBMM’ye sunulacak. Bu teklifte öngörülecek şartları yerine getirmiş olsalar bile hizmet dökümünde belirli harfler bulunan EYT’lilerin emeklilikleri tehlikeye girebilir.

SGK, sahte iş yeri ve sahte sigortalılık ile yıllardan beri amansız mücadele ediyor. Bu tedbirlerden biri de sahtecilikle ilgili bazı harflerle işaretlemeler yapılması. Bu bağlamda hizmet dökümlerinde yer alan söz konusu harfler (Ş) Şüpheli (K) Kontrollü (S) Sahte anlamına geliyor.

SGK’nın sosyal güvenlik denetmenleri tarafından yapılan denetimler sonucunda “Sahte İş Yeri” tescili yapıldığı tespit edilen iş yerleri sisteme “Sahte İş Yeri” olarak işlem görüyor. Sahte iş yerlerinin belirgin özellikleri de dikkate alınarak tespit edilen kriterler kapsamında Kurumda tescilli bulunan iş yerleri arasında sahte olma potansiyeli yüksek olan iş yerleri ise “Kontrollü İş Yeri” olarak işlem görüyor.

“Sahte İş Yeri” olarak tanımlanmış olan iş yerlerinin, işverenlerinin, gerçek kişi olması hâlinde T.C. Kimlik Numarası, tüzel kişi olması hâlinde Vergi Kimlik Numarası (VKN) ile tüzel kişiliği oluşturan ortakların TCKN/VKN anahtar olarak kullanılmak suretiyle bu kişiler adına aynı veya farklı sosyal güvenlik merkezlerinde tescil edilmiş/edilecek diğer iş yerleri ile bu gerçek veya tüzel kişilerin ortak/üst düzey yönetici olduğu/olacağı diğer iş yerleri, sistem tarafından “Şüpheli İş Yeri” olarak, tanımlanıyor.

Yapılan denetim ve işlemler sonucunda EYT’lilerin sigortalı gösterildiği iş yerinin tamamen sahte veya EYT’linin çalışmasının fiilî ve gerçek olmadığı tespit edilirse sahte sigortalı sayılarak belirtilen iş yerlerindeki çalışmaları iptal ediliyor. Yapılan iptaller neticesinde emeklilik şartlarının eksik kalması hâlinde ise emeklilik riske girmiş oluyor. Türkiye gazetesinden İsa Karaka. konun detaylarını yazdı.

SGK açısından sahte iş yeri olarak kabul edilen iş yerleri Sahte iş yeri; “tabela iş yeri” olarak da adlandırılan gerçekte hiçbir ticari ve mesleki faaliyeti olmadığı ve somut bir varlığı bulunmadığı hâlde, iş yeri dosyasından sahte sigortalılık bildirimi yapmak amacıyla, çoğu kez gerçekte var olmayan adresler beyan edilerek (boş arazi, boş dükkân vb.) sadece sahte sigortalı bildirmek amacıyla iş yeri dosyası tescil edilen yerlerdir.

Ayrıca sahte iş yeri; yeni iş yeri dosyası tescil edilmeksizin SGK’da tescilli bulunan ve gerçekte var olan faal veya gayri faal bir iş yerini devralmak ya da bu iş yeri işvereni olan şirketin hisselerini satın almak veya gayri faal olan iş yerlerinin e-Bildirge şifrelerini usulsüzce kullanmak suretiyle bu iş yeri dosyaları üzerinden gerçekte hiçbir ticari ve mesleki faaliyette bulunmadan sahte sigortalılık bildirimi yapmak amacıyla da kendini gösterebilmektedir. Söz konusu nitelikteki iş yerleri hakkında sosyal güvenlik denetmenleri tarafından yapılan tespitlere istinaden düzenlenen raporlarda;

İş yerinin Kanun kapsamına alındığı tarihten itibaren bildirimi yapılan tüm sigortalıların sahte olduğunun tespit edilmesi hâlinde “Sahte İş yeri/1-Kanun Kapsamına Alındığı Tarihten İtibaren Sahte İş yeri”,

Belirli bir tarihten sonra sigortalı bildirilen kimselerin çalışmalarının gerçek ve eylemli olmadığının, bir başka ifade ile belirli bir tarihten sonra iş yerinin gerçekte var olmadığının tespit edilmesi hâlinde ise “Sahte İş yeri/2-Belirli Bir Tarihten Sonra Sahte İş yeri”,

Seçeneği seçilmek suretiyle, denetim raporunun “tarih ve sayısı”, ile raporu düzenleyen Denetmen(D)/Müfettiş(M) bilgisi, işverene hizmet veren sözleşmeli meslek mensubunun TCKN/VKN bilgileri ile varsa kusur durumunu belirten “Kusuru Var” bilgisi “Tescil Değişiklik” ekranları vasıtasıyla sisteme girilerek iş yerinin tescil durumu kontrollüden/şüpheliden/normalden sahteye çevrilmek üzere gerekli tanımlama yapılmaktadır.

Denetim sonucunda sahtecilikle ilgili yapılmakta olan işlemler SGK’nın denetim elemanları tarafından yapılan tespitlerde sahte veya gerçek iş yerinden bildirimi yapılan sahte sigortalıların belirlenmesi durumunda; Yapılan denetim sonucunda sahte iş yeri veya sahte sigortalılık tespitine ilişkin düzenlenen raporun bir suretinin, geçici iş göremezlik ve emzirme ödeneklerinin tahsil edilmesi, sahte sigortalı olduğu tespit edilenlerin kullanmış oldukları iyileştirme vasıtası, ortez ve protez giderlerinin tahsili için ilgili birimlere gönderilmektedir. Öte yandan;

İş yerinin sahte olduğunun tespit edilmesi hâlinde, düzenlenecek raporun bir suretinin iş yerinin Muhtasar Beyannamesinin/Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin verildiği yetkili vergi dairesine gönderilmektedir.

Sahte hizmet kazandırmak suretiyle sağlık hizmetleri ve diğer haklardan, ödeneklerden yararlanılması ile gelir veya aylık bağlatılması nedenleriyle Kurumun yanlış işlem ve ödeme yapmasına sebebiyet veren ve bu suretle adına borç tahakkuk ettirilen ve/veya borç tahakkuk ettirilmesine neden olan kişiler hakkında Kurum zararı da belirtilerek TCK kapsamında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmaktadır.

SGK’nın denetim elemanlarınca yapılan tespitlerde sahte veya gerçek iş yerinden sahte sigortalılar adına yapılan bildirimlere ilişkin prim ve idari para cezası ödenmiş olduğunun tespiti hâlinde, ödenen primlerin ve idari para cezaları Kuruma irat kaydedilmektedir.

“Sahte iş yeri” tanımlaması yapılan iş yeri dosyaları üzerinden Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi “I”, dört aylık sigorta primleri bordroları ise “T” kodu girilerek, hizmetin iptal edilmesi, bu iş yerlerinden sigortalı adına hizmet bildirimi ve hizmet birleştirme işlemi yapılmamaktadır. Ayrıca; “Sahte iş yeri” tanımlaması yapılan iş yeri dosyaları üzerinden SGK’ya verilen sigortalı işe giriş/işten ayrılış bildirgeleri iptal edilmektedir.

Netice itibarıyla yukarıda açıkladığımız sahte iş yerlerinde sigortalı gösterilmiş olanlar varsa tavsiyemiz öncelikle e-Devlet üzerinden hizmet dökümlerini kontrol etmeleri ve emeklilik şartlarının eksik kalması ihtimal dâhilinde ise (mümkünse hizmet borçlanmaları… yaparak) gerekli tedbirleri almaları lehlerine olacaktır.

EYT’DE MASADAKİ FORMÜL HANGİSİ? Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için masadaki formüller neler, nasıl bir yol haritası izlenecek? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı taslağında ne var? Milliyet gazetesinden Cem Kılıç yazdı.

Yapılacak düzenleme için şu anda net bir şey söylemek mümkün değil. Ancak şu söylenebilir ki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, masada tek bir formül olduğunu belirtti. Ayrıca aylıkta kesinti yapılması formülünün söz konusu olmadığını ifade etti. Bu da demek oluyor ki çözüm için masada tartışılan tek bir formül var ve bu formül üzerinden çözüme dair tasarı Meclis’e gelecek. EYT’de akla takılan bazı soruların yanıtları şöyle:

EYT’de prim ödeme gün sayısı mı, yaş mı, yoksa yıl mı daha önemli? Emeklilikte yaşa takılanlar için getirilecek tasarıya göre bu sorunun cevabı netleşecek. Ancak beklentiler prim ödeme gün sayısı fazla olanın avantajlı olacağı yönünde. Dolayısıyla daha çok çalışan bir yaşa takılanın getirilecek düzenlemeye göre aylık bağlatma imkanı daha yüksek olabilir.

Maaş hesabı nasıl yapılacak, son 7 yıl kuralı burada da işleyecek mi? Şu an için aylık bağlama oranı ya da son 1.261 günün sigortalılık statüsüne etkisi konusunda bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı belli değil. Ancak bu iki konuda bir değişiklik olmazsa aylık hesabı ve son 1.261 gün kuralında bir değişiklik olmayacaktır.

Eylül 1999 sonrası sigortaya girenler borçlanarak EYT’li olur mu? Sigorta girişi 9 Eylül 1999 ve sonrasında olmakla birlikte sigorta girişini öne çeken askerlik gibi bir borçlanma hakkı olan kişiler borçlanma ile sigorta girişlerini 8 Eylül 1999 ve öncesine çekerlerse yapılacak düzenlemeden yararlanabilirler.

EYT bütün sigorta kolları için de aynı şartları mı içeriyor? Sosyal güvenlik sisteminde sigorta kollarından sağlanacak yardımlar için belirli bir süre prim ödenmesi ve belirli bir süre sigortalı olunması şartı var. Değişiklik beklenmiyor.

Bağkur’lular EYT kapsamında mı? 4447 sayılı Kanun sigortalılarla birlikte Bağ-Kur’lular için de emeklilik şartlarını ağırlaştırdı. 8 Eylül 1999’dan önce Bağ-Kur girişi olan kişilerin, 1 Haziran 2002 itibarıyla olan prim ödeme gün sayısına bağlı olarak emekli olabilecekleri yaş 2 ile 17 yıl arasında artırıldı.

Düzenlemeye göre 1 Haziran 2002 itibarıyla emekli olmak için gerekli 20 yıllık süresini tamamlamasına 2 yıl ve daha az süre kalanlar 40 yaşında emekli olabilecekken 16 yıldan fazla kalanlar ise 55 yaşında emekli olabilecek duruma geldiler.

Benzer durum erkekler için de söz konusu oldu. 4447 sayılı Kanun 8 Eylül 1999 ve öncesinde Bağ-Kur’lu olan kişiler için koşulları değiştirirken 1 Ekim 1999 ila 30 Nisan 2008 arasında ilk kez Bağ-Kur’lu olanlar için de emeklilik koşullarını erkeklerde 60 yaş, 9.000 prim günü, kadınlar için ise 9.000 gün 58 yaş olarak belirledi. Yaş haddinden emeklilik şartları ise erkeklerde 5.400 prim günü 62 yaş, kadınlarda ise 5.400 prim günü 60 yaş olarak belirlendi. 30 Nisan 2008 ve sonrasında ilk kez Bağ-Kur’lu olan kişiler için ise 9.000 prim gününün tamamlandığı tarihe göre yaş şartları değişirken, 1 Ocak 2048 sonrasında 9.000 günü tamamlayacak erkek ve kadınlar 65 yaşında aylık bağlatabilecekler. Bağ-Kur’luların da düzenlemenin kapsamında olması doğru olacaktır.

Sayıları milyonlarla ifade edilen EYT’lilere yönelik düzenlemede son viraja girildi. Ortada tek bir formül var. Ancak içeriği henüz açıklanmadı. Bu yüzden kamuoyuna yansıyan farklı çözüm önerileri bulunuyor. Peki nasıl bir düzenleme yapılırsa sigortalı (SSK) çalışan EYT’lilerin derdine derman olunur? Posta gazetesinden Ekrem Sarısu EYT ile ilgili detayları köşesine taşıdı.

GENİŞ KİTLEYİ MEMNUN ETMELİ Hizmet akdiyle bir işverene bağlı olarak çalışanlardan 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanların emekli olacağı tarih; sosyal güvenlik reformu adı altında bu tarihte yürürlüğe konan 4447 sayılı yasa ile sigorta başlangıç tarihlerine bağlı olarak 2 ile 18 yıl arasında uzatıldı. Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) olarak adlandırılan bu grup yıllardan beri mağduriyetlerinin giderilmesi için kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.

Bunun sonucu olarak, EYT yasa tasarısının Aralık 2022’de tamamlanarak TBMM’ye getirileceğiyle ilgili açıklamalar yapıldı. Tasarı henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. Ancak tek formülün olduğunu biliyoruz. Bu formülün de geniş bir kesimi memnun etmesi önemli.

EYT’Lİ BAĞKUR’LULAR Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan esnaf, sanatkar, tüccar, sanayici ve serbest meslek erbabı, kolektif şirket ortakları, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, limitet şirket ortakları, anonim şirketlerin yönetim kurulu başkan ve üyelerinin sosyal güvenliği, sosyal güvelik reformlarının uygulamaya konmasından önce toplumda kısaca ‘Bağkur’ olarak adlandırılan ‘1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’ ile sağlanmaktaydı.

Yapılan sosyal güvenlik reformları ile değişik sigortalılık statüleri arasında norm ve standart birliği sağlanması amaçlanırken Bağkur’lular arasında bile farklı emeklilik şartlarına tabi olma gibi bir durum ve çok sayıda EYT’li ortaya çıkarttı. Emeklilik tarihinde 17 yıla varan artışlar oluştu.

8 EYLÜL 1999’DAN ÖNCE BAĞKUR’DAN EMEKLİLİK ŞARTLARI 8 Eylül 1999’dan önce Bağkur’lu olanlar; Kadın Bağkur’lu 20 tam yıl (7200 gün) prim ödeme, Erkek Bağkur’lu 25 tam yıl(9000 gün) prim ödeme şartlarıyla yaş haddi aranmadan emekli olabiliyorlardı.

Ayrıca yaş haddinden emekli olmak için de; Kadın Bağkur’lu 15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme ve 50 yaşını doldurma, Erkek Bağkur’lu 15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme ve 55 yaşını doldurma şartlarını sağlayarak emekli olabiliyorlardı.

8 EYLÜL 1999-30 NİSAN 2008 ARASINDA BAĞKUR’LU OLANLARIN EMEKLİLİK ŞARTLARI 8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 sayılı işsizlik sigortası kanunu ile Bağkur kanununda yapılan değişiklikle Bağkur’lulara prim ödeme şartının yanında yaş şartı da getirilerek, emekli olma şartları oldukça ağırlaştırıldı. İlk defa 8 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 arasında Bağkur’lu olanlar emekli olmak için;

8 EYLÜL 1999-30 NİSAN 2008 ARASINDA BAĞKUR’LU OLANLARIN EMEKLİLİK ŞARTLARI 8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 sayılı işsizlik sigortası kanunu ile Bağkur kanununda yapılan değişiklikle Bağkur’lulara prim ödeme şartının yanında yaş şartı da getirilerek, emekli olma şartları oldukça ağırlaştırıldı. İlk defa 8 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 arasında Bağkur’lu olanlar emekli olmak için;

Kadın Bağkur’lu 25 tam yıl (9000 gün) prim ödeme ve 58 yaşını doldurma, Erkek Bağkur’lu 25 tam yıl (9000 gün) prim ödeme ve 60 yaşını doldurma şartlarına tabi tutuldu.

Yaş haddinde emekli olmak için de; Kadın Bağkur’lu 15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme ve 60 yaşı doldurma,,Erkek Bağkur’lu 15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme ve 62 yaşını doldurma şartlarına tabi tutulmaya başlandı. 8 Eylül 1999 tarihi itibarıyla Bağkur’lu olanların yeni emeklilik şartlarına uyumu kademeli geçişle sağlandı. Kademeler belirlenirken, 1 Haziran 2002 tarihi itibarıyla olan prim gün sayısı dikkate alındı. Primi az olan yeni şartlardan fazla, primi çok olan az etkilendi.

ÇÖZÜM ÖNERİSİ Kendi nam ve hesabına bağımsız olarak çalışan Bağkur’lulardan 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanlar, ‘sosyal güvenlik reformu’ adı altında bu tarihte yürürlüğe konan 4447 sayılı yasa ile emekli olacağı tarih, 1 Haziran 2002 itibarıyla olan prim ödeme gün sayısına bağlı olarak 2 ile 17 yıl arasında uzadı. Peki Bağkur’lu EYT mağdurları için nasıl bir düzenleme yapılmalı?

ÖNCEKİ ŞARTLAR UYGULANABİLİR Şayet EYT’lilerin mağduriyetinin giderilmesi isteniyorsa, 8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 sayılı yasa ile getirilen ve bu tarihte Bağkur’lu olanların emeklilik tarihini 17 yıla kadar uzatan düzenlemelerin uygulamasından vazgeçilerek, 8 Eylül 1999’dan önce Bağkur’lu olanların eski kanun hükümlerine göre emekli olmasına imkan sağlanmalı. Yani 8 Eylül 1999’dan önce Bağkur’lu olanların yürürlükten kaldırılan 1479 sayılı sayılı kanun hükümleri olan;

Kadın 20 tam yıl (7200 gün), erkek 25 tam yıl (9000 gün prim ödeyip,,15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme, kadın 50, erkek 55 yaşını doldurma şartlarıyla emekliliklerine imkan sağlanmalı. Zaten Bağkur’lu EYT’lilerin istediği de bu. Yaş haddi aranmadan eski kanunun aradığı şartları sağlayanların emekli olmalarına imkan sağlanarak mağduriyetlerinin giderilmesini istiyorlar.

ESKİ KANUN HÜKÜMLERİ Şayet EYT’lilerin mağduriyetinin giderilmesi isteniyorsa, yapılması gereken 8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 sayılı yasa ile bu tarihte sigortalı olanların emeklilik tarihini 18 yıla kadar uzatan düzenlemelerin uygulamasından vazgeçilerek, söz konusu sigortalıların eski kanun hükümlerine göre emekli olmasına imkan sağlanmalı. Yani bir işverene bağlı olarak çalışan ve 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanların (SSK’lıların) yürürlükten kaldırılan 506 sayılı kanun hükümleri olan;

Kadın 20 yıl, erkek 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün prim ödeme,15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün prim ödeme ve kadın 50, erkek ise 55 yaşını doldurma şartlarıyla,

5000 gün prim ödeme ve kadın 50, erkek ise 55 yaşını doldurma şartlarını sağlayanların emekli olmalarına imkan sağlanmalı. Zaten sigortalı çalışan EYT’lilerin istediği de budur. Yaş haddi aranmadan eski kanunun aradığı şartları sağlayanların emekli edilmelerine imkan sağlanarak mağduriyetlerinin giderilmesini istiyorlar.

YAŞ DIŞINDAKİ ŞARTLARI SAĞLAYANLAR Şayet 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanlar eski kanun hükümlerince emekli edilemiyorsa, hiç değilse, kademeli geçişte aranan şartlardan sigortalılık süresi ve prim şartını sağlayıp aranan yaşın dolmasını bekleyenleri emekli eden bir yasa çıkartılabilir.

Burada kanunun yürürlüğe gireceği tarih itibariyle emekli olmak için aranan kademeli geçiş tablosundaki sigortalılık süresi, prim ödeme şartlarını sağlayıp aranan yaşın dolmasını bekleyenler hemen emekli edilir. Süre ve prim şartını sağlayamayanların da ileride bu şartları sağlayacakları tarihte emekli olmalarına imkan sağlanabilir.

Özellikle SSK ve Bağ-Kur'luların yararlanacağı düşünülen EYT düzenlemesinden memurlar da faydalanacak. Memurlar arasında da emeklilikte yaşa takılan ve emekliliği 17 yıla kadar uzayan bir kesim var. 1999’dan önce emeklilik şartı neydi, sonrasında nasıl oldu?

Kamu kesiminde çalışan ve genel olarak memur olarak adlandırılan kesimin sosyal güvenliği birkaç maddesi hariç yürürlükten kalkan Emekli Sandığı Kanunu hükümlerince sağlanmaktaydı. Sosyal güvenlik reformu düzenlemelerinin yürürlüğe girdiği 8 Eylül 1999’dan önce memur olanların emekli olma şartları ağırlaştırılarak emeklilik tarihleri uzatıldı. Posta gazetesinden Ekrem Sarısu konun detaylarını yazdı.

EMEKLİ OLMA KOŞULLARI 1) 8 EYLÜL 1999’DAN ÖNCE 8 Eylül 1999’dan önce memur olanlar; Kadın memur 20 tam yıl (7200 gün) fiili hizmet süresi,

Erkek memur 25 tam yıl (9000 gün) fiili hizmet süresi şartlarıyla yaş haddi aranmadan emekli olabiliyorlardı. Ayrıca yaş haddinden emekli olmak için de;

Kadın memur 10 tam yıl (3600 gün) fiili hizmet süresi ve 60 yaşını doldurma, Erkek memur 10 tam yıl (3600 gün) fiili hizmet süresi ve 60 yaşını doldurma şartlarını sağlayarak emekli olabiliyorlardı.

2) 8 EYLÜL 1999-30 NİSAN 2008 ARASI 8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile Emekli Sandığı Kanunu’nda yapılan değişiklikle memurlara emekli olmak için hizmet süresinin yanında yaş şartı da getirilerek emeklilik şartları oldukça ağırlaştırıldı. İlk defa 8 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 arasında memur olanlar emekli olmak için;

Kadın memur 25 tam yıl (9000 gün) fiili hizmet süresi ve 58 yaşını doldurma,

Erkek memur 25 tam yıl (9000 gün) fiili hizmet süresi ve 60 yaşını doldurma şartlarına tabi tutuldu. Yaş haddinden emekli olmak için de;

Kadın memurlar 15 tam yıl (5400 gün) fiili hizmet süresi ve 61 yaşını doldurma,

Erkek memurlar 15 tam yıl (5400 gün) fiili hizmet süresi ve 61 yaşın doldurma şartlarına tabi tutulmaya başlandı.

16 YIL KAYBETTİ ÖRNEK 1: 1 Ocak 1979 doğumlu olan Fatma Hanım, 15 Ağustos 1998 tarihinde memur olarak çalışmaya başlamış olup 23 Mayıs 2002 itibarıyla 3 yıl 9 ay 8 gün hizmet süresi bulunmaktadır. Fatma Hanım’ın hizmet süresini 20 tam yıla tamamlamaya 16 yıl 2 ay 22 gün hizmet süresi vardır. Bu süre geçiş tablonun son sırasındaki ‘16 yıldan fazla 17 tam yıldan az kalanlar’ aralığına girdiğinden Fatma Hanım emekli olmak için 55 yaşa tabi bulunuyor.

Fatma Hanım toplam hizmet süresini 20 tam yıla tamamlaması şartıyla, 55 yaşını dolduracağı 1 Ocak 2034’te emekli olabilecek. 8 Eylül 1999’da 4447 sayılı yasa yürürlüğe konmasaydı yani EYT’li olmasaydı, Fatma Hanım, 20 tam yıl hizmet süresini dolduracağı 1 Ağustos 2018’de emekli olacakken, şimdi 16 yıl gecikmeyle 1 Ocak 2034’te emekli olacaktır.

11 YIL GECİKME ÖRNEK 2: 15 Şubat 1977 doğumlu Mehmet Bey’in memuriyete başlama tarihi 15 Nisan 1999 olup 23 Mayıs 2002 itibarıyla 3 yıl 2 ay hizmet süresi vardır. Mehmet Bey’in hizmet süresini 25 tam yıla tamamlamak için 21 yıl 10 ay hizmet süresi eksiği vardır. Bu süre tablonun son sırasındaki ‘21.5 tam yıldan fazla, 22 tam yıl kalanlar’ aralığına girdiği için Mehmet Bey, emekli olmak için bu aralığın karşısında bulunan 58 yaşa tabi bulunuyor.

Mehmet Bey hizmet süresini 25 tam yıla tamamlaması şartıyla 58 yaşını dolduracağı 15 Şubat 2035’te emekli olabilecek. Mehmet Bey’i EYT’li yapan 4447 sayılı yasa çıkmasaydı, 25 yıllık hizmet süresini dolduracağı 15 Nisan 2024’te emekli olabilecekken, şimdi yaklaşık 11 yıl geç olarak 15 Şubat 2035’te emekli olabilecek.

YENİ YASAYA TABİ OLANLAR 8 Eylül 1999 tarihi itibarıyla memur olanlardan; Hizmet süresi şartını sağlayan, yani kadın 20, erkek 25 tam yıl fiili hizmet süresini dolduranların ve emekli olmak için aranan fiili hizmet süresini doldurmaya 2 tam yıldan az kalanların yeni yasadan etkilenmeden eski şartlarla emekli olmaları benimsendi.

4447 sayılı yasa ile Emekli Sandığı Kanunu’na eklenen ve kademeli geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 205’inci madde hükmünün Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesi üzerine 23 Mayıs 2002’de yürürlüğe konan 4759 sayılı yasa ile 5434 sayılı Kanunu’n geçici 205’inci maddesindeki kademeli geçiş hükümleri yeniden düzenlendi ve bu kez kademelerin düzenlenmesinde 23 Mayıs 2002 tarihi itibarıyla olan hizmet süresi dikkate alındı. Düzenleme ile kadın memurların emekli olacağı tarih 17 yıla kadar, erkek memurların 15 yıla kadar uzadı.

EYT SORUNU NASIL ORTAYA ÇIKTI? Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) yıllardır yaşadıkları mağduriyetin sona ermesi için mücadele veriyor. Eski haklarının tekrar iade edilmesi için de gerek sosyal medyada gerekse Türkiye’nin farklı noktalarında etkinliklerle seslerini duyurmaya çalışan EYT’lilerin sorunlarının çözülmesi için düğmeye basıldı ve bu yıl bitmeden düzenleme Meclis gündemine gelecek. Peki bu EYT sorunu nasıl ortaya çıktı?

SOSYAL GÜVENLİK REFORMLARI Son yıllarda mali yapısı bozulan ve bütçe üzerine ciddi yük oluşturan sosyal güvenlik kurumlarımızın mali yapısını düzeltmek gerekçesiyle, sosyal sigortalar kanunlarında sürekli değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle, sigortalıların emekli olması zorlaştırılarak adete bu kurumların kötü yönetilmesinin faturası sigortalılara kesildi.

1999 YILI ETKİSİ Yani EYT’lileri, sosyal güvelik reformu adı altında sosyal güvenlik kanunlarında yapılan değişiklikler doğurdu. Bu nedenle, EYT’lileri ve EYT mağduriyetini giderecek yasal düzenlemenin nasıl olması gerektiğinin iyi anlaşılabilmesi için, öncelikle EYT’lilerin ortaya çıkmasına yol açan sosyal güvenlik yasalarında yapılan değişikliklere göz atmakta yarar var. Reform adı altında yapılan bu düzenlemeler de özellikle 1999 yılından itibaren gündeme geldi.

EMEKLİLİKTE 5 AYRI YASA, 5 FARKLI UYGULAMA Sosyal güvenlik reformlarıyla, sosyal güvenlik kurumlarının bozulan mali yapılarının düzeltilmesini yanında, mevzuattaki çok başlılığında giderilmesi amaçlanarak sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması hedeflendi. Gerçekten de ülkemizde çalışanların sosyal güvelikleri, farklı kanunlarla farklı norm ve standartlar da sağlanmaktaydı.

 

Şöyle ki; Hizmet akdiyle çalışanlar (SSK’lılar) ‘506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na,; Kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar (Bağkur’lular) ‘1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’ na,; Memur olarak çalışanlar ‘5434 sayılı TC. Emekli Sandığı Kanunu’na,

Tarımda hizmet akdiyle çalışanlar ‘2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu’na,Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ‘2926 Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi olmak üzere çalışanların sosyal güvenliği 5 ayrı yasa ile sağlanmaktaydı. Ayrıca, özel banka, sigorta şirketleri, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklerin özel emekli sandıklarına tabi olanlar da, kendi vakıf senetlerine göre sosyal güvenliklerini sağlamaktaydı.

SÜRDÜRÜLEMEZ OLDUĞU GÖRÜLDÜ Bu şekilde farklı sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışanların hak ve yükümlülükleri arasında norm ve standart birliği de bulunmuyordu. Tüm bu olumsuzluklar sosyal güvenlik sistemimizi uzun vadede sürdürülebilir olmaktan çıkartacağı endişesi reform ihtiyacı doğurdu ve reform çalışmaları yapıldı.

İLKİ 8 EYLÜL 1999’DA Sosyal güvenlik reformu adı altında sosyal güvelik kanunlarımızda değişiklik yapan kanuni düzenlemelerden önemlilerini şu şekilde sıralayabiliriz: 1-Türk sosyal güvenlik sisteminde reform çalışmaları ilk defa 8 Eylül 1999 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konan ‘4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’ ile yapılarak, sosyal sigortalar kanunlarımızda çeşitli değişiklikler yapıldı ve ilk defa ‘İşsizlik Sigortası’ da bu yasa ile sisteme dahil edildi.

2006’DA ‘TEK ÇATI’ GELDİ 2-2006’da ise kapsam genişletilerek ülkemizde sosyal güvenlik kurumlarının birleştirilmesi, genel sağlık sigortasının kurulması ve farklı rejimler halinde uygulanan sosyal sigortalarda norm ve standart birliğinin sağlanması amaçlandı. 20 Mayıs 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konan ‘5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’ ile Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ve Bağkur ‘Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) olarak tek çatı altında birleştirildi.

SONUNCUSU 2008’DE ÇIKTI 3-5502 sayılı Kanun’dan sonra 16 Haziran 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, ancak daha yürürlüğe girmeden bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen ve en son 8 Mayıs 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kanunlarla sosyal sigortalar kanunu bir kez daha değiştirildi ve ayrıca sisteme ilk defa ‘Genel Sağlık Sigortası (GSS)’ dahil edilerek sosyal sigorta hak ve yükümlülüklerinde norm ve standart birliği sağlamaya yönelik düzenlemeler yapıldı.

GÜN GEÇTİKÇE ŞARTLAR ZORLAŞTI Bu değişliklerle sigortalıların emekli olması için aranan şartlar hep ağırlaştırıldı ve emekli olacakları tarih sürekli uzatıldı. Sigortalılar arasında norm ve standart birliği yaratmak amacı ile yapılan sosyal güvenlik reformları, tersine sigortalıların, sigorta başlangıç tarihlerine göre çok farklı emeklilik şartlarına tabi olmaları sonucunu doğurdu ve ortaya EYT’li olarak adlandırılan ve sayıları tam olarak da bilinmeyen milyonlarca mağdur çıkardı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, EYT son durum ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. "Hollanda, Almanya modellerinden bahsediliyor, bunlar doğru değil. Masamızda sadece bir tane EYT formülü var. Kamuoyunda konuşulan modeller doğru değil. Biz zaten 62 yaşında çalışanları emekli ediyoruz" diye konuşmuştu.

EYT İÇİN TEK FORMÜL NE? 2008 sonrası sigortalı olanlar için hizmet yılı erkeklerde 25 yıl sigortalılık süresi, kadınlarda ise 20 yıllık hizmet süresi ve 7 bin 200 prim günü sayısı gerekli. Aşamalı çalışma grupları olduğunu belirten Bilgin "İlgili kurumlarla da çalışmalar sürecek ve ortak noktaya ulaşıldığında Cumhurbaşkanımıza sunulacak. Kabul görürse kamuoyuyla paylaşacağız" açıklamasında bulunmuştu.

EYT NE ZAMAN ÇIKACAK? 8 Eylül 1999 öncesinde sigortalı olarak çalışmaya başlamış olan çalışanlar EYT'li olarak kabul ediliyor. 4447 sayılı kanun emeklilik yaşını kademeli olarak artıran kanun 8 Eylül 1999'da yürürlüğe girdiği için bu tarihten önce sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar EYT'li olarak adlandırılıyor. Düzenleme bir aksaklık olmazsa Aralık veya Ocak ayında TBMM'ye gelecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin "Bu konudaki teknik çalışma biraz daha zaman alacak, tek bir formül üzerinde duruyoruz ama henüz sonuçlandırmadık. EYT Aralık ayı gibi gündeme gelir" açıklamasında bulunmuştu.

EYT KİMLERİ KAPSIYOR? EYT düzenlemesi, 8 Eylül 1999 tarihinde önce ilk kez sigortalı olarak çalışmaya başlayan, prim ve yıl koşullarını sağladığı halde yaş şartını bekleyen sigortalıları kapsıyor. 8 Eylül 199'dan önce sigorta girişi olanlar için kadınlarda 20 yıl, erkeklerde 25 yıl sigortalılık süresi koşulu bulunuyor.

EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARA ALT SINIR GELECEK Mİ? Emeklilikte Yaşa Takılanlar düzenlemesinde kademeli olarak geriye çekilme ihtimaller arasında yer alırken bir yaş sınırının getirilmesi de konuşulanlar arasında yer alıyor. Daha önce 50 yaş formülü gündeme gelmişti, yeni bir yaş sınırının getirilmesi halinde emeklilik yıl ve prim şartını dolduranların belirlenen yaşı beklemeleri gerekecek.

KESİNTİLİ EMEKLİLİK MODELİ UYGULANACAK MI? Bazı Avrupa ülkelerinde, emeklilik yaşında kalan süre kadar maaştan kesinti yapılarak 'kesintili emeklilik' modeli uygulandı. Fakat Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Hollanda ve Almanya modellerinin uygulanmayacağını duyurd